Tiran

Tiran

Halk, hükümetinden korktuğu zaman tiranlık; hükümet, halkından korktuğu zaman özgürlük vardır.

Thomas Jefferson

Merhaba sevgili okurlar. Uzun bir aradan sonra bir yazı daha yazmış bulunuyorum.

Bu yazıda, yazının adını tercih etmemize esin kaynağı olan Herakles Tiranı Berke Bey’dir. Kendisine bundan ötürü ne yazık ki teşekkür ediyoruz.

Aynı şekilde yazımızda TCRP’nin eski tiranı Mustafa Bey ile yeni tiranı Enis Bey’den de ilham aldık.

Halk (sunucu üyeleri), hükümetinden (sunucu yönetimi) korkmaya devam ettikçe tiranlıktan kurtulamayacaktır.

Rol aleminin bir an önce tiranların zulmünden kurtulmasını diliyoruz. Bu yazımız, rol aleminin cesareti olmadan suya yazılmış bir yazıdan farksız olmayacaktır.

Giriş

Bu süreçte neden yazmadık?

Bunun birçok sebebi var ama en önemlilerini şöyle sıralayabiliriz:

  1. Yazı yazmaktan daha önemli projeler üzerinde çalıştık ve çalışıyoruz.
  2. Yazılarımızı mükemmeliyetçi bir şekilde yazdığımızdan ve hukuksuzlukları enine boyuna değerlendirmek istediğimizden yazılarımız oldukça uzamaya başladı. Bu süreçte de birçok yazı parçası hazırlamış olmamıza karşın bunları ayrı ayrı atamadık.
  3. Gerçek yaşamımızdaki yoğunluklarımız ve gerek fiziki gerek psikolojik sağlık durumumuz bize bu ortamda aktif yazı yazma süresi tanımadı.
  4. Güncel konulara ilişkin eleştirilerimizi biri rol sunucusu olmak üzere dört ayrı sunucuda ayrı ayrı kitlelere ufak yazılar halinde sıraladık ve bunun belli oranlarda yeterli olacağını gördük.
  5. Yazılarımızı uzun yazmamız bizi birçok alanda hareket etmekten yoksun kıldı. Çok fazla olay geliştiğinden de yazmak istemedik.

Ama bütün bu koşullara karşın biz yine de yazmak istedik. Sağlığımız buna yeterince izin vermese de yine de yazmak istedik. Gerçek yaşamımızdaki yoğunluğumuza, bu ortamdaki önemli projelerimize karşın yine de yazmak istedik.

Sizlerle uzun süreli aralarımızdan ötürü kaynaklanan iletişimsizliğimiz için özür dilerim. Ancak ne var ki buna engel olan birçok durum vardı ve hala var. Umarım ilerleyen aylarda sizlerle daha iyi bir iletişim kurabilme olanağına sahip olacağız.

Yazıyı elimden geldiğince kısa tutmaya çalıştım çünkü ne uzun yazacak halim ve vaktim var ne de bunları uzun uzadıya açıklayarak kimseyi yormak istemiyorum. Yazının uzun olmasının nedeni benim bu konudaki gayretsizliğim değil, hukuksuzlukların çok ama çok fazla olmasıdır.

O zaman, başlayalım.

Herakles’in Yeniden Kurulması

Bildiğiniz gibi geçen ay Herakles adında bir rol sunucusu kuruldu. Bu sunucuya ilişkin kısa bir bilgi vermemiz gerekirse, şu anda kurucuları olan Berke Gürsoy ve Mustafa Yazgülü bundan iki yıl önce kişisel olarak yaşadıkları bir kavga sonucu ve sunucudaki güç mücadeleleri nedeniyle Herakles’in dağılmasına neden oldular. Yani Herakles 2 yıl önce de vardı ve 2 yıl önce, şu anki kurucularının kavgaları yüzünden Herakles dağıldı.

Bu dağılmanın hemen öncesinde Mustafa Yazgülü’nün İyi Parti ooc grubundan rolü etkileyen konuşmalar yani bugünün tabiriyle bir ooc yapılanma sızdırıldı ve kendisinin aleyhine olan Lewis yetkililerinin eline geçti. Tabi 2019 ekiminin sonunda gerçekleştirilen ve Berke Gürsoy – Mustafa Yazgülü – Göktürk Lewis’in birbirinden ayrı olarak yaptıkları hilelerle sonuçlanan Cumhurbaşkanlığı seçimini de unutmamak gerek.

6 Aralık 2019’da Mustafa Yazgülü beni sabah saatlerinde özel mesaj yoluyla ”Anayasada istediğim değişiklikleri yapmazsan kitlemi de alır Herakles’ten çıkarım” diye tehdit etti. Akşamında da Berke Gürsoy’un yetkili ekibinde Göktürk Lewis ve diğer arkadaşlarını desteklemesi sonucu Herakles’ten ayrıldı. Bana bu yönde çok teklif yapıldı fakat ben Herakles’in Instagram’a geçme kararı almasına kadar buradan ayrılmadım.

Herakles’ten 20 Aralık 2019 tarihinde ayrılışımın nedeni ise o dönemlerde de açıkladığım gibi derslerime vakit ayırmamdı. Bu nedenle rol alemine o tarihte genel bir ara verdim. Bana yapılan teklifleri reddettim. Aynı zamanda Mustafa Yazgülü’nün beni TCRP’ye birkaç kez davet etmesine, anayasayı yazmamı istemesine karşın bu tekliflerini reddederek derslere çalışmam gerektiğini söyledim. Ancak Mustafa Yazgülü 17 veya 18 Ocak 2020 akşamı benimle olan sesli konuşmasında beni ”Berke benim yönelimimle dalga geçiyor, beni herkese kötülüyor, kötü durumdayım, yanımda ol” minvalinde sözler söyleyerek ikna etti. Ben de dostumun ne olursa olsun yanında olmam gerektiği şiarıyla onu destekledim ve TCRP’ye girdim.

Burada TCRP’nin iç olaylarını inceleme niyetinde değiliz, konu başlığına sadık kalacağız. Bu anlattıklarımızdan demek istediğimiz şu ki vaktiyle Berke Gürsoy ve Mustafa Yazgülü’nün kişisel güç mücadelesi bütün bir rol aleminin Herakles – TCRP olarak bölünmesine neden oldu. Bu mücadelede Herakles uzun süre güç kaybetti ve TCRP ne yazık ki rol tarihinin görmediği kadar rezil kişilerin insanlık dışı ve çıkarcı davranışlarına tanıklık etti. Bu mücadelede bir sürü insanın birbiri ile arası bozuldu, bir sürü insan birbirine karşı kötülendi ve insanların dostlarıyla aralarındaki bağlar yıkıldı.

Şimdi de hiçbir şey olmamış gibi rol alemini ortadan ikiye bölen bu kişiler, hiçbir şey olmamış gibi yeniden birleştiklerini açıklayarak Herakles’i kurduklarını iddia ediyorlar. Biz, Herakles’in hakkının, onun çöküşünden sorumlu bu iki kişiye ait olduğunu değil, Herakles’i vaktiyle Herakles yapan ve içinde bizim de bulunduğumuz yüzlerce üyeye ait olduğunu savunuyoruz. Bu iki kişi Herakles’in adını daha fazla kirletmemesi ve Herakles’in mirasına ihanet etmemeleri için şu anda biz dahil haksız yere sunucudan yasaklanan onlarca kişiye haklarının iade edilmesi ve daha yüzlerce kişiden özür dilenmesi gerekir. Bu kişilerin kurduğu Herakles’e bizim Herakles dememiz, Herakles’e yapılan en büyük hakaret değil de nedir?

Buna ek olarak, TCRP’nin eski yönetim kadrosu olan Mustafa Yazgülü, Gigi Hadid, Osman Başbuğ ve Caner Bey, TCRP’nin bu hale gelmesinin sorumluluğundan Herakles’i kurarak ve onun başında bulunarak kurtulamazlar. Bizim çok uzun süredir eleştirdiğimiz TCRP Yönetimi işte bunlar. Bu kişiler Herakles’e gidince aklanmadılar, hala suçlular. Beni 1,5 yıl boyunca haksızca, gerekçesiz bir şekilde banlı tutan yönetim bu yönetim. Yapan kişi Mustafa Yazgülü. Yaptıklarınızı başkalarına yıkamazsınız. Yaptıklarınızın tamamından siz sorumlusunuz. Herakles sizin için bir kaçış yeri olmayacak.

Herakles’ten Yasaklanmamız I

Yeni kurulan Herakles’ten 28 Kasım 2021 tarihinde yasaklandık. Yani yaklaşık 2,5 hafta önce. Peki neden yasaklandınız diyecek olursanız, sebebini bilmiyorum. Kaydımı yaptırdıktan sonra sohbette selam verdim, sonra bir anda sunucunun ekranı kapandı ve yasaklandığımı anladım. Yani ne suçumu biliyorum, ne suçumun cezasını biliyorum, ne adil yargılandım, ne savunma hakkımı kullandım, hiçbirini yapamadım çünkü suçumun ne olduğu bile bana söylenmedi.

Ancak bu konuda kısaca şunu söyleyelim ki Herakles ne yazık ki Berke Gürsoy adında bir tiranın zulmü altında inlemektedir. Bir sürü eski heraklesli arkadaşımız haksız yere, gerekçeleri dahi açıklanmadan sunucudan yasaklanmaktadır. Böyle bir zulme ortak da olmayacağız sessiz de kalmayacağız.

Monte Cassino sunucusunda aynı gün gerçekleşen sohbetimiz aslında bu konunun açıklığa kavuşması adına bizce yeterlidir. Berke Gürsoy’un buradaki sözlerini teker teker sayma işine girişmeyeceğiz, yalnızca yanıtlarımızı paylaşacağız.

Sunucuda yasaklanmış olduğum konusunda insanları bilgilendirdikten sonra gece saatlerinde şunları söyledik.

Evet, banımın gerekçesi bana bildirilmedi ve bir suç işlemişsem dahi savunma yapmama müsaade edilmeden banlandım.

Yani adil yargılanma hakkım ihlal edilmiş oldu.

Herakles adını kullanan sunucunun sahipliğini işgal eden kişi değil benim savunmamı yapmam yoluyla yargılanmama katlanmak, ban sebebimi yüzüme açıklamak için gerekli cesaretten yoksun

Sabah saatlerinde ise açıklamalarımız, Berke Gürsoy’un yanıtlarına yönelik olarak şöyle oldu:

Herakles’in sizin olduğunu kabul etmiyorum, herkesin emekler verdiği o mirası vaktiyle Mustafa ile kavga ederek kirletip Herakles’in çok kötü günler yaşamasını ve sonunda Tcrp’ye karşı yenilmesini sağlayarak o mirasta ne denli paya hakkınız olacağı artık tartışma konusudur.

Siz suçsuz ceza veriyorsunuz, ”her sunucuyu karıştırma potansiyelim olduğu” gibi bir suç herakles sunucusunda tanımlı değil ve cezaları ancak belli bir eylem sonucu verebilirsiniz, benim tek eylemim selam vermek olmuştu. Dolayısıyla adil olmadığınızı ve hatta tarihteki zalim diktatörlerden bir farkınız olmadığını dün gece bir kere daha hepimize ilan etmiş oldunuz.

Vaktinde birbiriniz hakkında en ağır ithamları söyleyip birbirinize karşı yalan söyleyip insanları kutuplaştırdığınız kişi ile bugün aynı masada olmaktan sanırım daha az rezil bir durum.

Ayrıca ben her türlü sunucuya yasaklı olmadığım sürece girme hakkına sahibim, Herakles’e de bu şekilde girdim. Aynı şekilde Tcrp’ye de girdim ve ”banlanana kadar eleştireceğim” anlayışıyla Tcrp’de yönetimi her vakit eleştirdim ve hala eleştiriyorum. Herakles’te selam verince ise anında banlandım, daha eleştirmedim bile. Herakles’e girme nedenim de Tcrp’de Herakles’in adını vererek Herakles’i eleştirmem sonucu Herakles adını kullanmamın reklam olduğunu söylemelerinden sonra eleştirimi yüzünüze yapmak istememdi. Bana yüzsüz ve rezil demişsiniz, bu sıfatları hak etmediğime emin olabilirsiniz ancak bu sıfatları hak edecek biri varsa o, üzgünüm ama, sizsiniz.

Vaktinde yazılı olarak benim her türlü değerime çok ağır bir şekilde sövdünüz, buna karşı size tek bir küfrüm dahi olmadı. Rezillik, yüzsüzlük sizin iki yıl önce birbirinizi yediğiniz Mustafa ile insanları birbirine o kadar düşman edip insanlara bir sürü acı süreçler yaşatıp yeniden birleşmenizdir. Bundan büyük yüzsüzlük rol aleminde görülmemiştir, görülür mü sanmam.

Korkmasaydınız suçumu söyleyip benden savunma yapmamı beklerdiniz, beni herkesin önünde yargılardınız

Eğer suçluysam insanlar da bunu anlayışla karşılayıp cezanıza destek verecekti ancak siz herakles’e koymuş olduğunuz kendi kurallarınızı dahi ihlal ederek bir tiran gibi nasıl değişmediğinizi gösterdiniz.

Herakles’e gönül vermiş vermemiş bir sürü insanın sizin tiranlığınız altında olmasından rol alemi adına utanç duyuyorum

En kısa zamanda tiranlığınızın bitmesi ve adaletin hüküm sürmesi umuduyla

İyi günler

Kendisinin yazdığı sözlere yönelik de aşağıdaki sözleri akşam saatlerinde söyledik.

İnsansanız dediğimi anlarsınız ama anlama sorunlarınız olduğunu düşünüyorum

Bu yüzden de artık açıklamak istemiyorum

Hala küfürlü bir şekilde, ailenizin size öğretmiş olduğu ahlaka aykırı bir şekilde edepsizce konuşuyorsunuz

Başka bir kişiye karşı düzgün konuşmayı, ağzınızı toplayarak konuşmayı öğrenmeniz gerekiyor

Ayrıca ben, benim için önemsiz kişilerin değer yargılarına tabi değilim, kendime tabiyim. Muhtemelen sizin gibi kimselerle olan en önemli farkımız da bu. Ben davamı gerekirse tek kişi kalana dek savunurken siz her yerde şekilden şekle girerek omurgasızlığınızı defalarca ama defalarca gösteriyorsunuz

Herakles’ten niye çıktım? Üniversite sınavı için derslerime odaklanmak istedim, ikinci sebep de instagram’da yapamayacağıma kanaat getirdim. Ben Mustafa ile yakın bir dostluk ilişkisindeyken bile siz resmi olarak instagram’a geçme kararı alınca geçtim, iki hafta boyunca onunla olan yakın ilişkimize rağmen Herakles’ten çıkmadım. Herakles’i kurmuş olmanız, benim vaktiyle Herakles’e olan bağlılığımı değerlendirme hakkını size vermiyor, haddinizi bilin.

Mustafa’ya gelelim, Mustafa vaktiyle bana “Berke benim yönelimimle dalga geçiyor, insanları bana karşı kötülüyor” diye duygu sömürüsü yapmasaydı ben tcrp’ye zaten gitmeyecektim. Bana bunun adeta dostluk görevi olduğunu söyledi, hastalığını sürekli bahane etti. Ben o dönem rp ye tamamen ara vermiştim dersler için ve tcrp’ye gelmemin tek sebebi Mustafa’nın bana yaptığı duygu sömürüsüydü

Ayrıca yeniden belirteyim beni daha fazla kişinin takması veya beni daha fazla kişinin dinlemesi/okuması/izlemesi açıkçası umurumda değil, benim için davamı savunuşum önemli, bunu her zaman söyledim ve yine de söylüyorum

Ben kendimi yüzlerce insanın arkasına saklayarak onlara sizler gibi zulmetmiyorum, kendimi öne atarak onlara bazı şeyleri göstermeye çalışıyorum artık alan alıyor almayan almıyor herkesin kendi tercihi

Biliyorum ben eğilip bükülmediğim, sizin gibi şekilden şekle girmediğim için rahatsız oluyorsunuz ama ben böyleyim

Biz bu sözleri sarf ederken Berke Gürsoy bize, bizim ailevi değerlerimize en ağır şekilde küfretmeye ısrarla devam etmekteydi.

Herakles’ten Yasaklanmamız II

Aslında bu, Herakles’ten ilk yasaklanışımız değil. Herakles’ten 2 Eylül 2020 tarihinde de yasaklanmıştık. Sebebi bize bildirilmedi ancak anladığımız kadarıyla Berke Gürsoy bazı sunucularda bulunamayacağımızı emretmiş ve biz de bu emre uymamışız. Yani babalarımızın bile hangi sunucularda bulunup bulunamayacağımıza hükmedemediği bir devirde hem de Discord üyesi olarak istediğimiz sunucularda bulunabilme hakkına sahipken kendisi bunu engellemek istiyor. Böyle bir durum haliyle kabul edilemez.

Şu anda neden yasaklandığımıza akıl sır erdiremezken bazı tahminlerimiz olabiliyor. Biz 24 Kasım 2020 tarihinde Instagram’da Athena Roleplay’e Ece Hanım tarafından davet edildik. Ece Hanım, Berke Gürsoy’un eski sevgilisiydi. Kendisi ile hayatın yoğunluğu nedeniyle sık sık konuşamamış olsak da kendisinin davetini kabul ederek Athena’ya geldim ve rol yaptım. Kendisi de bir iki gün aktif olduktan sonra rolden ayrıldı ama ben role devam ettim.

Bundan bir iki ay sonra Berke Gürsoy, Herakles’ten birkaç arkadaşının talimatıyla içinde benim de bulunduğum bir grup kurdurdu. Ben de bu grupta kendisiyle konuştum. Kendisi benim ailemden yedi neslime kadar ağza dahi alınmayacak ve hatta kaleme dahi alınmayacak küfürlerde bulundu. Teker teker saymadım ama tahminlerim bu küfürlerin yüzden fazla olduğu yönünde. Ben kendisine tek bir kelime bile küfretmedim ancak kendisi bana yüzden fazla kez küfretti ve sanıyorum kendisinin bana husumetinin olduğu bu süre zarfında bana iki belki üç yüz kes küfretti. Bu küfürlerin hepsi de ağır küfürler.

Kendisi özellikle de eski sevgilisi üzerinden küfrediyordu. Herkesin istediği kişiyle ilişki yaşamaya hakkı var ve ben de kimsenin özel ilişki durumlarını yazmam ama kendisinin o olaylardan yaklaşık bir yıl önce bitirmiş olduğu bir ilişkiyi hala bu kadar dert etmesi ve bana anlamsız bir şekilde bu konuları bahane ederek küfretmesi doğal olarak benim yaşam standartlarımı olumsuz şekilde etkiliyor.

TCRP’ye Dönüşümüz

8 Kasım 2021 tarihinde TCRP’ye giriş yaptık.

TCRP’den vaktiyle ayrılmamızın nedenini aşağıda linkini paylaştığımız 1980 RP yazısının 2.1 sayılı ve ”Ayrılmamın Nedeni” başlıklı bölümünde açıklamıştık. Ayrıntılı bilgi almak isteyenler oraya bakabilir.

Gelmemizin tek veya sıralı nedenleri yok ama gelmemize hazırlık oluşturan bazı önemli nedenler var.

1 – Gigi Hadid’in yasaklanması. Rol alemi adına ve özellikle siyaset rolü adına çok fazla zararı dokunan bu kişinin sunucudan yasaklanması gereken bir şeydi. Gerekçesi bizce her ne kadar adil olsa da kendisinin adilce yargılanarak adil yargılanma hakkından mahrum bırakılmamasını isterdik. Ancak sunucularımızda adalet hala yerleşmedi ve neredeyse hiçbir büyük sunucu şu anda adil yönetilmiyor.

2 – Mustafa Yazgülü’nün sunucudan ayrılması. Gigi Hadid’in yasaklanmasının ardından Mustafa Yazgülü’nün (Caner Bey de bu sırada ayrılmıştır) sunucudan ayrılması, TCRP’nin politika değişikliği açısından oldukça önemli bir gelişme oldu. Ancak biz çok fazla değişen şey göremiyoruz.

3 – Oğuz Bey’in yönetimde etkisizleşmesi ve sonunda görevden alınması. Oğuz Bey ne yazık ki paralel yapılanmanın tasfiye edilmesinden sonra bile yapılanmaya devam etmesine göz yummuş ve Neyzen adlı kişinin kurmaya çalıştığı kumpasa göz yumarak bizim Anayasa Mahkemesinden uzaklaşmamızı, sunucuyu terk etmemize neden olmuştur. Her daim darbelere rıza göstermiş ve darbe rolü oyuncularının özel çıkarlarının korunması adına elinden gelen her şeyi yapmıştır.

4 – Darbe rolü oyuncularının askeri rolden yasaklanması. Yine rol alemi adına ve özellikle siyaset rolü adına kapanması uzun zaman isteyen yaralar açan İlyas Bazna, Ulaş Demir/Teoman Koman ve Feradet/Kutay Bey’in askeri rolden yasaklanmış olmaları.

5 – Militarist söylemin terki. Sunucunun 2021 havasında olması için olmazsa olmaz etmen bu.

Başlıca bu beş sebebin yanı sıra yönetimden sunucuya katılmamıza yönelik teşvik de aldık. Bazı yakın arkadaşlarımız da bu konuda bize çok ısrarcı oldular ve biz de ısrarları kırmadık.

TCRP’ye dönmemiz bir dava satışı değildir veya döneklik değildir. Çünkü biz burada hiçbir sunucuya karşı körü körüne tavır almıyoruz. Nerede yanlışları varsa onları söylüyoruz. Hatalarından dönerlerse biz TCRP’ye de Herakles’e de gireriz. Ancak hatalarından dönmedikleri sürece de bu sunucuları eleştirmemiz gerekiyor.

TCRP’de bulunduğumuz dönemde hiçbir vakit sunucu yönetimlerinin her davranışlarına mutlak itaat üzere olanlardan olmadık, yanlışlarını her daim eleştirdik ve girdiğimiz dönemde de dönme iddialarına karşı şunları söyledik:

8 Kasım 2021 Akşamı

Gelmemizin nedeni tcrp yönetiminin mevcut rol politikasını tasvip ettiğimizi beyan etmek değil, aynı şekilde yolumuzdan devam etmek ve insanların haklarını savunmak, hukuk hakkında sizleri bilgilendirmek

Dönmemiz eleştirilerimize devam etmemizin göstergesidir tekrardan belirtelim yanlış anlaşılmasın

Bizim burada olmamız tcrp yönetiminin rol politikasını tasvip ettiğimiz anlamına gelmiyor, eleştirilerimiz hem yönetime hem de roldeki ülke yönetimine olan eleştirilerimiz sürüyor

Buradan tekrar belirteyim dönüşümüz haksızlıkları tasvip ettiğimiz anlamına gelmiyor, görüşlerimiz geçerlidir ve eleştirilerimizi burada, herkese yapma niyetindeyiz

Ayrıca tcrp yönetiminin rol yönetiminde adil olduğuna inancım yok

Yasaklanana kadar eleştirmeye geldik 🙂 sizin adaletinize güvenmiyoruz (Oğuz Bey’e)

Ve böyle daha bir sürü söz söyleyerek durumumuzu belirttik.

Mesele düşmanlık etmek değil, eleştirerek iyiliğini istemek. Aslında çok güzel bir şey yapıyoruz ancak eleştirdiğimiz arkadaşlar bunu anlamak istemediklerinden anlamıyorlar.

Neyse, biz devam ediyoruz.

TCRP’den Ayrılmamız

12 Aralık 2021 tarihinde TCRP’den ayrıldık. Ayrılmamızın nedeni ise Sunucu Yöneticisi Enis Bey ile aramızda geçen aşağıdaki konuşmadır.

Biz TCRP Yönetimine karşı önce seçimlerde npc oyların hesaplanmasındaki adaletsizlik ve şeffaflığa ilişkin sonra olmayan askeri mahkemelerle ilgili kanalların neden açık olduğuna ilişkin şikayetlerimizi dile getirmemizin ardından Enis Bey bizim sıkıntılı olduğumuzu iddia etti. Biz de kendisinin hatalarını bu sözlerle örtmemesi gerektiğini söyledik.

Askeri mahkemelerin olmadığını söylememize karşın ister açık ister kapalı tutabileceklerini söyledi. Biz de isteyecekleri gibi açık veya kapalı tutamayacaklarını söyleyerek olmayan bir şeyin nasıl açık tutulabileceğini sorduk. Ardından Can Yılmaz’dan şu haklı tespit geldi: ”Askeri mahkeme kanalları kullanılmadığından dolayı değil olmadığından dolayı kapatılsın istiyoruz”.

Ardından biz Enis Bey’e bizim sıkıntılı olduğunu iddia eden açıklamasına karşılık şunu söyledik:

Ayrıca şunu belirteyim ki ben insanların, kendim dahil, haklarını savunuyorum en azından buna gayret ediyorum. Yönetimi eleştirmek en doğal hakkımız, hataları söylemek en doğal hakkımız. Muhalefet etmek suç mu yoksa? Yanlışları dile getirmek, farklı düşüncelere sahip olmak suç mu? Benim suç oluşturmayan ve bu sunucudaki hukuk düzenine aykırı olmayan her eylemi yapma özgürlüğüm var. Eleştiriyorsak bir sorun var demektir.

Ardından Enis Bey, bizi eleştirmeye değil bize saldırmaya yönelik iğrenç bir harekete imza attı ve şu sözleri sarf etti:

Barış Bey uzman olduğu anayasayı çok iyi yazdığı için yarı başkanlığı kaç yıldır bize parlamenter sistem ayağına kakaladı. Hukuk bilmeyen 5 10 kişiyle daha iyi bir anayasa yazılır.

Biz de kendisine şu sözlerle yanıt verdik:

Burada cahilce yazılmış bir açıklamaya cevap vermekte olmamın üzüntüsüyle yazıyorum. Enis Bey benim anayasa hukuku alanındaki bilgime birkaç arkadaşından duyduğu yarım bilgiyle laf edecek düzeyde değildir, haddinizi bilin. Bu sunucunun yöneticilik görevini yürütmeniz, size bizim hakkımızda bilimsel veya özel hayat anlamında hakaret etme hakkını vermiyor. Herkes sınırını bilsin. Anayasayı eleştirebilirsiniz ama anayasanın 30 Ocak 2021’de o dönemin koşullarına göre yazıldığını bilmeden yaptığınız eleştirilerin bizce bir önemi yoktur. Anayasa hazırlıklarında ne kadar zorlu evrelerden geçtiğimizi ve o dönem ordudaki darbecileri kısıtlayan, bugün rahatça uygulanabilen hükümleri o dönem nasıl zorlu bir şekilde getirdiğimizi, hangi mücadeleleri verdiğimizi ve bütün bunları benim Barış Yasaman olarak değil, 1 yıldır banlı olduğum sunucuya bir yan hesapla girerek bütün siyasi dengeleri düşünerek yaptığımı düşünmek durumundasınız. Örnek vermemiz gerekirse Atatürk bugünün şartlarında bir diktatördür hatta tek parti yönetimiyle ülkeyi yönetmiş bir diktatördür. Ama gerçek bu mu? Siz 11 ay öncesinin olaylarını bugüne göre yorumlayamazsınız. Yazdığımız anayasayı daha o dönemlerde bile eleştirdik ve Ağustos 2021’de AYM olduğumuz dönemde de eleştirdik ki o vakitler gece gündüz uğraşarak 100 kişinin katıldığı bir anayasa anketi düzenleyerek anayasada reform yapma isteklerimizi paylaştık ama doğru siz o dönem Altair’in yöneticisiydiniz, bilmemeniz normal. Ben anayasa hakkında hiçbir vakit ”parlamenter sistem” demedim, dediğim tek şey ”ordu ve mit hükümleri dışında bir parlamenter sistem var ve ağustos 2021’de yapılan hukuk açısından bazı eksikleri olsa da o dönemde UKP’nin yaptığı değişikliklerle sistem neredeyse parlamenter sisteme dönüldü. Yarı başkanlık sistemi hakkında ise ne bu sistem hakkında ne de Fransız sistemi hakkında bir şey bildiğinizi sanmıyorum. Lütfen okuyup araştırıp gelin ve burada bana cahilce konuşmayın, bu yalnızca size değil sunucuya da zarar veriyor.

Ayrıca hukuk konusunda bilgisiz olan arkadaşların nisan 2021’de yazdığı anayasaya benzeyen bir metin var, yatıp kalkıp bu anayasaya şükretmeniz lazım

Buna karşılık Enis Bey’in tek yanıtı şu oldu:

Hukuk 1. sınıf öğrencisi Yasaman Bey siyaset bilimi ve kamu yönetimi 2. sınıf öğrencisi Enis’e anayasa ve siyaset bilmediğini iddia ediyor mp4 hd

Buna karşılık şunu söyledik:

Hukuk 2.sınıf öğrencisiyim ama anayasa hukukunu 12.sınıftan beri her açısıyla araştırıyor ve inceliyorum. Kemal Gözler’in kitapları dahil, yabancı anayasalar dahil okuduğum ve takip ettiğim bir sürü kaynak var. Ayrıca bölümünüze hakaret etme gibi bir amacım yok ama siyaset bilimi, kamu yönetimi gibi bölümlerde öğretilen anayasa hukuku ile hukuk fakültelerinde öğretilen anayasa hukuku arasında dağlar kadar fark var, bizde daha güçlü bir şekilde öğretiliyor ama benim bilgimin kaynağı dediğim gibi derslerden değil, araştırmalarımdan ve ilgimden kaynaklanıyor

Bundan sonra karşılıklı olarak, burada paylaşmaya değer vermediğimiz birkaç önemsiz söylemimizin ardından kendisi şunları söyledi:

Şimdi Sayın Yasaman Bey anayasa ile ilgili olarak fevkalade iddialı işe başlamıştır. Birden çok hukuk bilen AYM Üyesi ile bir kaç dönem çalıştım, TCRP’de çağ ötesi bir anayasa yazdım diye harika bir anayasa hazırladım demiştir. Anayasasını 2021 Ocak ayında açıklamıştır. O anayasa Eren zamanına kadar devam etmiştir. Sonunda iflas etmiştir. Arkasından bugün kullandığımız anayasa paketi gelmiştir. Bugün o pakete rağmen Türkiye’de hukuk halen hukuk bilmeyenlerin elindedir.

Biz de kendisine karşılık şunu söyledik:

Anlamaya çalıştığım kadarıyla şunu diyeyim:

Bu anayasanın metnini genel olarak ben hazırladım ama kontrolünü Berke Schumacher yaptı. Bu anayasa ise anayasa komisyonunda kabul edildi ve Can Yılmaz da bunu kabul etti. Anayasa ise %57 oyla halk tarafından kabul edildi yani anayasayı ben yürürlüğe koymadım, halk yürürlüğe koydu.

Anayasada o dönem yapmak istediğimiz birçok şey vardı ancak yapamadık. Anayasa önerisini hazırlayanlar kendi görüşlerini bütün bir halka baskılamazlar ki? Yaygın olan bir görüş veya benimsenen bir görüş belli hatlarıyla anayasaya aktarılır, bazı tavizler verilerek.

Parlamenter sistem konusunda madem bu kadar ısrarlısınız, biz Ocak 2021’de parlamenter sistemde cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmemesi bilakis meclis tarafından seçilmesi gerektiğini yoksa meclisin yanında başka, ona meşruiyet bakımından adeta eşit bir temsilci oluşacağını söylüyorduk ve hala da söylüyoruz. O dönemler sunucu yönetimi ”cumhurbaşkanı seçimleri hiçbir şekilde meclise bırakılmamalı, halk mutlaka seçmeli” diyordu. Bizim buna karşı yapabileceğimiz bir şey var mıdır? Hayır, yoktu. Aslında bir yol vardı o da istifa edip sunucudan gitmek ve sunucuyu Nisan metnine mecbur bırakmak. Biz bunu seçmedik.

Ayrıca biz kamu kurumu değiliz, bunu yaptığımıza teşekkür etmeniz lazım ki ben öyle bir şey beklemiyorum.

2021 Anayasası iflas etmedi hala yürürlükte, UKP döneminde birkaç maddede değişiklik yapıldı. TCRP’de hukuksuz kişilerin iktidarda olduğunu söylüyorsanız bunun sebebi anayasa değil, anayasaya uymayanlar ve buna yetkisi olmasına rağmen sessiz kalanlardır veya sunucu yöneticileridir. Örneğin askeri mahkemeler yok ama hala kanalları kapatmıyorsunuz.

Tcrp’de çağ ötesi bir anayasa yazmış olma gibi bir iddiamız yok. Rol alemine anayasayı getirmiş olan zaten biziz ayrıca şu anda seslendiğiniz aym üyelerinin de bulunduğu anayasa mahkemesini kuran da biziz. Bundan övünmüyoruz sadece yaptıklarımızı söylüyoruz ki bize bu konuda yalan yanlış eleştiriler yöneltilmesin.

Bizim çalışmalarımızı başkaları ile kıyaslamak istiyorsanız Nisan 2020’deki anayasaya benzeyen metinle kıyaslayabilirsiniz tabi ki. Biz dedik ki bu anayasaya şükredin. Bu söylemimizdeki amaç bazı kimselerce hazırlanmış anayasaların ne denli kötü olduğudur örneğin Ağustos 2020’de başka bir sunucu için hazırlanmış çok kötü bir anayasa gördüm ama o sunucu için bu anayasa yürürlükteydi diye biliyorum.

Bundan sonra kendisinin yanıtı şu şekilde oldu:

bane

Bizim de cevabımız şöyle oldu:

Tcrp’nin yönetiminin bu kişilere bırakılmış olduğuna üzülüyorum

Ardından kendisi şöyle talihsiz bir açıklamada bulundu:

Senin gibi hukuk bildiğini iddia edenlere bırakıldığı içinde bu anayasayı gördükçe ben üzülüyorum

Ardından sözlerimiz böyle oldu:

Çirkefleşmeyin

Rica ediyorum

Ve aşağıdaki açıklamayı yaparak TCRP’den ayrılma kararı aldık.

TCRP Yöneticisi Enis Bey benden bu takındığı hadsiz tavırlardan ötürü özür dileyene kadar veya görevden alınana kadar TCRP’ye girmiyorum. Sebebi ise sohbet geçmişinde görülebilir. Hepinizi seviyor ve herkese iyi günler diliyorum.

Artık TCRP düşünsün.

Böylelikle TCRP’den ayrılmış olduk.

TCRP’ye koşulun sağlanması durumunda dönebiliriz ancak ayrılma sebebimiz belirttiğimiz gibi saygısızca ve terbiyeden yoksun bir şekilde açıklamalarda bulunan bu sunucu yöneticisidir.

Herakles’i de TCRP’yi de yoğun bir şekilde eleştiriyoruz ve ne yazık ki Enis Bey’in de Herakles’i yönetenlerden farklı olmadığını görüyoruz. Royal’in yöneticisi Kaan Bey’e önerim TCRP’nin yöneticilerini düzgün bir şekilde seçmesidir. Böyle bir kişi nasıl sunucu yöneticisi olabiliyor? Bunun bir izahı yok. Eleştiri yapan ve eksikleri söyleyen birine karşı ”sıkıntılısın” muamelesi yapıp saygısızca, sınırlarını aşan bir şekilde saldıran bu kişi nasıl oluyor da sunucu yöneticisi olabiliyor? TCRP’de duran insanlara yazık.

Sonsöz

Bu yazıyı yazma kararını çok kısa bir süre içinde aldım ve hızla yazdım. Bu kısa sürede de normalde tasarım yetişmezdi ama tasarımcı arkadaşımın maharetli elleri ve özeni sayesinde bu kısa sürede beklemediğim kadar güzel ve özgün bir tasarım geldi. Kendisine buradan, bizi takip eden herkes adına teşekkür ediyorum.

Bizi uzun süreler boyunca sabırla bekleyen ve bize sevgilerini kesmeyen değerli okurlarımıza en içten dileklerimle teşekkür ediyorum. Biliyorum ki yeterince aktif değilim. Ancak umarım yaşantımızdaki bu dönemi de atlatarak daha aktif bir hale, sizlere daha yararlı olabilecek bir hale gelebilirim.

Bu süre zarfında sizlerle tekrar ne zaman buluşabiliriz bilmiyorum ama sizler için önemli planlarım olduğunu ve burada, hepimizin hak mücadelesiyle ilgili sessiz kalmadığımı, bilakis bununla ilgili hem gerçek hayatlarımıza hem de rol hayatlarımıza dönük güzel projeleri hazırlamakta olduğumu bilmenizi isterim.

Adil ve özgür bir rol aleminde en kısa sürede buluşmak dileğiyle.

Sevgiyle kalın.