Çağrı

Herkese merhaba. Merak etmeyin, yazı 3 dakikada okunuyor.
Normalde yıl içinde yazı yazma planım yoktu. Ama son günlerde yaşadığım bazı şeyler beni yazmaya teşvik etti.
Kurucusunun Mustafa Bey olduğu İkinci TCRP sunucusundan haksız bir şekilde 8 aydır banlı tutuluyorum. Herakles dönemini dahil edersek 10 aydır.
Bundan önce Mustafa Bey’in yönettiği TCRP sunucusundan haksız bir şekilde 1 yıl 5 ay boyunca banlı tutulmuştum. Sonrasında ise Royal Yönetimi suç işlemediğime kanaat getirerek banımı kaldırdı.
Yani sonuç olarak toplamda 2 yıldır Mustafa Bey’in yönettiği sunuculardan haksız bir şekilde banlı tutuluyorum. Ben bu sunucularda hiçbir yazılı kuralı ihlal etmedim. Hatta Herakles ve İkinci TCRP sunucusuna girdiğim an yasaklandım ve gerekçe sorduğum zaman ailevi değerlerime yönetim tarafından küfredildi.
Buna ek olarak bana yasaklı olduğum sunucuda sürekli olarak hakaret edilmekte, kişilik haklarım ihlal edilmekte ama bu eylemlere karşı yönetim hiçbir şey yapmıyor. Hatta yöneticilerin kendileri bunu yapıyorlar. Hakkımda bir sürü de yanlış bilgi ortaya koyuluyor ancak bu ortamda bulunamadığım için kendimi savunmam ve teker teker bu yanlış bilgilere karşı konuşmam mümkün olmuyor. Her türlü savunma hakkım ihlal ediliyor.
Çoğu zaman benim kuralları ihlal ettiğim söylendi. Ancak hangi kuralı ihlal ettiğimi sorduğumda o kural bana gösterilemedi ya da kuralı ihlal ettiğim eylemim gösterilemedi, ispatlanamadı. Oysaki masumiyet karinesi uyarınca bir kişinin suçluluğu ispat edilene dek o kişi masumdur.
Mustafa Bey, Berke Bey dönemindeki ortaklığından her ne kadar sorumlu olsa da kendisi bu sorumluluğunu reddetti ve benim banımın adil bir şekilde görüşüleceğini söyledi. Ben de kendisinden banımın açılmasını değil, sadece ve sadece adil bir şekilde yargılanmak ve bu olmuyorsa banımın gerekçesini öğrenmek istedim.
Ancak kendisi benim 40 gün içerisinde yapmış olduğum 7 tane resmi başvuruyu cevapsız bıraktı. Sürekli erteledi ve en son kendisinden son üç haftada ise hiçbir cevap alamadım. Aktif olmasına rağmen sadece ”banımın gerekçesi” ile ilgili taleplerim 40 gündür bekliyor.
Yani anlayacağınız benim ban süresi bakımından 2 yıldır, ara süreci de dahil edersek 2,5 yıldır, başta topluluğa katılma, toplulukla iletişim kurma, rol yapma özgürlüklerim sürekli bir şekilde ihlal ediliyor. Ve İkinci TCRP yönetimi tarafından uzun süredir tecrite mahkum ediliyorum.
Bu yüzden bu yazıları yazmak zorundayım. Sizlerle iletişim kurabilmek için yazı ve videolardan başka hiçbir aracım yok. Ancak inanıyorum ki İkinci TCRP yönetiminin, toplulukla iletişime geçmemize engel olmak için önümüze ördüğü her duvarı yıkacağız. Bizi engelleyebilirler ama düşüncelerimizi asla.
Adil bir şekilde yargılanmak ve mahrum bırakıldığım haklarımdan yararlanmak istiyorum. Ancak bu uzun süre daha mümkün olacak gibi görünmüyor. Çünkü İkinci TCRP’nin yöneticileri ne yazık ki çok uzun bir süredir adaleti rafa kaldırmış durumda. Düşüncelerini ifade eden benim gibi insanları çeşitli bahanelerle sunucudan yasaklıyorlar. Eğer diktatör arıyorsanız, tarihteki diktatörlere bakmanıza gerek yok.
Ben haklıyım demiyorum. Haklı olduğumu da savunmanızı istemiyorum. Benim tek isteğim adil bir şekilde yargılanmak ve bana yapılan iddialara karşı savunma yapabilmek. Savunmamı haksız bulabilirsiniz, beğenmeyebilirsiniz ama sadece savunmamı herkese açık bir şekilde yapmak istiyorum. Katillere, tecavüzcülere ve teröristlere bile tanınan savunma hakkından mahrum kalmak istemiyorum.
İkinci TCRP’yi yöneten arkadaşlara bir çağrıda bulunacağım:
***
Adalet yalnızca mülkün (devletin) değil, aynı zamanda her insan topluluğunun da temelidir. Adalete dayanmayan her insan topluluğu yıkılmaya mahkumdur.
Adalet herkese uygulansa ve bir kişiye uygulanmasa bile ortada haksız bir düzen vardır. Bir kişiye haksızlık yapıldığında yalnızca o kişiye değil, aynı zamanda bütün topluma haksızlık yapılmış olur.
Suç işlediğine dair somut delillere sahip olmadığınız sürece, masum insanları keyfi bir şekilde sunucudan yasaklamanız tamamıyla haksızdır. İnsanları neyle suçlarsanız suçlayın onları kendilerini savunmaktan alıkoymanız tamamıyla haksızdır.
Siz ne yazık ki adil değilsiniz. Sizin gibi düşünmeyen ve size karşı düşüncelerini ifade eden herkesi yasaklıyorsunuz. Biz sizin köleleriniz değil, sizlerle eşit insanlarız. Biz, özgürlüklerimizi ihlal etmenize sessiz kalmayacağız.
Bugün, düzeninizi kaba güçle ayakta tutuyor olabilirsiniz. Ancak adaleti rehberiniz olarak esas almadıkça düzeniniz günün birinde yıkılacaktır. Size çağrım, adaleti rehber almanızdır. Adaleti rehber alın ki insan onuru korunsun. İnsan onuru korunsun ki topluluk yaşasın.
Çağrımı, genellikle William Watson’a atfedilen bir sözle bitireceğim.
Bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun.