Amanos Hukuku

Amanos Hukuku

Giriş

Öncelikle sınav haftalarına karşın bizi takip eden ve yazılarımızı okuyan yüzlerce okurumuza sonsuz teşekkür ediyoruz. Okurlarımızın önemli çoğunluğunun sınav haftası olması dolayısıyla gündem dışı konuları kaleme alma gereği duyduk. Bunun dışında RP sunucuları ile birlikte sınav sonrası dönem için hazırlıklarımız sürüyor, anayasa ve hukuk alanındaki çalışmalarımıza devam ediyoruz. Hem de bu yüzden hem de okurlarımızın içeriklerimizi daha düzgün okuyabilmesi adına yazı paylaşma hızımızı sınav haftasından dolayı düşürdük. Bugün oldukça güzel bir konuyu ele alacağız ama öncesinde bir dayanamadık birlikte eğlenelim dedik. Şu anda gündem ve istihbarat ile ilgili birkaç değerlendirmede bulunacağız, yazının aslını okumak adına aşağı inebilirsiniz.

İstihbarata geçmeden önce şunu belirtelim ki bize hakaret etmekten başka bir işlevleri olmayan kişilerin bize saldırmaları bizim halk için yaptığımız çalışmalara asla olumsuz etki etmeyecektir. İstedikleri kadar iftira atsınlar istedikleri kadar arkamızdan konuşsunlar, biz gerçekleri yazmaya devam edeceğiz. TCRP Yönetimi TCRP’ye düşmanlık duyduğumuzu istediği kadar iddia etsin, biz her daim belirttiğimiz gibi emeklerimizle hepimizin bütün üyelerle birlikte yaratmış olduğumuz TCRP’yi ve TCRP halkını seviyoruz, hep sevdik ve hep de seveceğiz. Biz yönetimin yaptığı yanlışları, haksızlıkları eleştirdiğimizde hain olmuyoruz. Yönetimin bize yaptığı ihaneti anlatmak sunucuya düşmanlık demek değildir. Yönetim yanlış yapıyorsa, yönetim dışında IC olarak birileri devlete sızıyor ve paralel yapılanmalar kuruyorsa bunu anlatmaktaki suçumuz nedir? Yönetim hem kendinin hem de paralel yapılanmanın kulağını çekmeli, bize sataşmakla hiçbir yanlış çözülmeyecek. Şu anda TCRP’de bir Cumhurbaşkanı seçildi, Gökçe Pınar Sarsılmaz. Hanımefendiye mazbatası günlerdir verilmiyor ve seçilmiş Cumhurbaşkanı olmasına rağmen yönetimin seçimlerde hile olduğu iddiasından ötürü seçimlerin iptal edilmesine karar verildi ve bugün de yönetimin zorlamasıyla AYM tarafından veriler değiştirildi ve 2.tur rolü için başlandı. TCRP’nin bundan önceki seçimlerinde yönetimin sonuçları belirlediği seçimler, hileler olmadı mı? Tek hile bu seçimde mi yaşandı? TCRP’nin ilk seçimlerini yönetmiş olan biz bu konuda gündem yazılarımızda daha ayrıntılı konuşacağız. Seçilmiş Cumhurbaşkanının önünü haksızca tıkamaya kalkışan TCRP yönetimi umarız ki artık seçimlere müdahale etmeyi bırakır veya seçimler hakkında gereken önlemleri alır. Bunun dışında TCRP yönetimine çağrılarımızı dinlediği için teşekkür ediyoruz. Umut Sarsılmaz’a verilen haksız yasaklanma cezasının kaldırılması ve haksız yere Cumhurbaşkanlığı adaylığından alınan Sancar Bayraktar’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığına yeniden dönmesi adil gelişmelerdir. Çağrılarımızın işe yaraması insanların haklarına kavuşmasından ötürü bizi memnun ediyor ve bu yolun yararlı olduğuna inandırıyor. TCRP Yönetimi umarım bu tavrını sürdürür ve adaletten yana olur.

TCRP MİT’inin Hukukla İmtihanı

Şimdi TCRP’de MİT’in dış istihbarat ajan alımı için anket açılmış ve bunun için bazı şartlar koşulmuş.

Evet bir devlet teşkilatında emirler uygulanmalıdır ancak Anayasanın 89 uncu maddesi şu şekildedir:

Yani buradan şu sonuçlar ortaya çıkıyor:

  1. Bir MİT ajanı emri mevzuata(Anayasa, yasalar, tüzükler, kararnameler, yönetmelikler vesaire) aykırı görürse önce bunu amirine bildiriyor ama amiri ona bunu uygulamakta ısrar ederse olası bir hukuki durumda sorumluluk emri uygulayana değil amire gidiyor.
  2. Bir MİT ajanı suç oluşturacak bir eyleme zorlanırsa ve MİT’in özel hukuki durumunu belirleyen mevzuatın dışında suç oluşturacak bir iş ona emredilirse o bunu yapmaz ve gerekli yerlere bildirir.
  3. Bir MİT ajanına verilen emir Anayasal düzeni yıkmaya yönelik bir girişim ise daha doğrusu kişi buna kanaat getirirse emri alan kişi bunu uygulamaz ve gereken yerlere bildirir. Bildirmemesi durumunda sorumluluktan kurtulamaz.

Yani MİT Teşkilatı dahil devletin bütün kurumlarında çalışan personeli bağlayan kurallar mevcuttur. Teşkilat içi emirler uygulanabilir ve bunlarda sorgulanma istenmeyebilir ancak teşkilatın bir üyesinin bu emri Anayasaya aykırı olduğuna kanaat getirmesiyle teşkilat üyesi o emri ne olursa olsun uygulamaz, uygulayamaz. Devletin kurumlarına bağlılık esastır ama devlete olan bağlılık, onun kurumlarına olan bağlılıktan her daim çok daha kuvvetlidir. MİT kendi alımlarında garip bir yöntem izlemiş.

MİT’ten ayrılma durumunda görevlerde bulunmak, ilkelere zıt tavırlar sergilemek, kimliği ve teşkilatı tehlikeye sokmak adlı paralel müsteşarın yasama organı olarak koyduğu bu suçların cezası yine yasama organı olan paralel müsteşar tarafından belirlenen ölüm cezasıdır. Şimdi az ciddi olursak ilginçtir ki burada cezayı da suçu da paralel yapılanma koymaktadır. Suç da ceza da Türk Ceza Kanunu tarafından belirlenir ve bu yasa da yasama organı olan TBMM tarafından çıkarılır. Paralel Müsteşarın anlayamadığı konu ve insanları kandırmaya çalıştığı mevzu şudur ki Anayasanın Suç ve Cezalara İlişkin Temel Hükümler başlıklı 40 ıncı maddesinin 5 inci fıkrası şu şekildedir:

Burada görüleceği üzere ölüm cezası Anayasa tarafından yasaklanmıştır. Teşkilattan biri de ayrılsa, vatana ihanet de etse, terör örgütü de kursa kimse öldürülemez, müebbet hapis cezasına çarptırılır, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılır, binlerce yıllık hapis cezalarına çarptırılır ancak öldürülemez. Anayasada ölüm cezası yasaklanmış ise hiçbir istisna ölüm cezasını getiremez. Bu kurum ister MİT olsun ister GKB olsun ister AYM ister CB ister Meclis olsun, Anayasa bunu diyorsa kimse ölüm cezası getiremez ve kimse yasal çerçeve içinde kimseyi öldüremez. Paralel Müsteşarın örgütü artık MİT olmaktan çıkmış, devlet içindeki paralel yapılanmayı dizayn eden bir ihanet örgütüne dönmüştür. Örgüte ihanet ettiğini düşündükleri kişileri öldüreceklerini planlayarak Anayasayı ihlal suçu işlemektedir. MİT’in yargı tarafından korunması ve hukuki statüsü devletin bazı hizmetlerinin gizli olarak yapılması içindir, insanları Anayasaya aykırı bir şekilde öldürmek için değildir.

Ha denirse ki bu ihanetin bedeli ne olacak? TCK’nın Yedinci Bölümü olan Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk başlığındaki maddeler yani 326-339 uncu maddeler işte buradaki suçlarla ilgilidir. Bu maddelerde kimi yıl ile hesaplanan kimi müebbetle hesaplanan bir sürü suç yazmaktadır. Biz metinde geçen durum ile ilgili olan maddeyi açıklayalım.

Yani görüldüğü üzere bu suçun cezası MİT tarafından öldürülmek değil, müebbet hapis cezasına çarptırılmaktır. Ayrıca bu suçun işlenip işlenmediğine karar verecek merci de MİT değil mahkemelerdir. Burada şu denebilir, bu roldür vesaire. Biz işin hukuki kısmını eleştiriyoruz. MİT isterse değil insan, yüzlerce kişiyi öldürür, biz bunun fiili kısmına takılmıyoruz, bu iş gerçekleşirse hukuksuz olur, yasadışı olur ve böylece artık suç işlenmiştir.

Gündemin fazla aktif olmamasına karşın bir nebze bulunmasından dolayı gündemle ilgili birkaç eleştiriyi de yapmış bulunduk. Şimdi yazıya geçelim.

Amanosların Kısa Tarihi

Her yerin bir hukuku olur, Amanos’un da bir hukuku var.

İşte Amanos Dağları Foto Galerisi

Bu güzel dağlar nerede, Amanos neresi peki? Amanos Dağları yani günümüzdeki adıyla Nur Dağları, Hatay’da bulunuyor.

Nur Dağları - Vikipedi
Nurgebirge yani Nur Dağları – Amanos Dağları

Belki çoğumuzun haberi bile yok ama 1938-1939 arasında 9 aylık bir süreyle Hatay Devleti kuruldu. Hatay’ı biz doğrudan alamıyorduk, önce ona bağımsızlık kazandırıp bir devlet olarak varlık göstermesi gerekiyordu ki yasal yollardan ancak o şekilde alabilirdik. Her devletin bir anayasası vardır, Hatay’ın da vardı. Bu yazımızda anavatanın adeta 9 ay karnında büyütüp doğurduğu yavru vatanın, Hatay Devletinin Anayasasını inceleyeceğiz. Şu anda bu Anayasanın hükmü yok ama Türk anayasaları içinde modern zamanda önemli ve özgün bir yere sahip olduğuna inanıyoruz.

Birinci Dünya Savaşından sonra Osmanlı’nın elinden bir sürü toprak çıkarken Hatay da çıkmıştır. Kurtuluş Savaşının bitmesi ve Lozan Antlaşmasının imzalanmasının ardından bu yurt toprağı ne yazık ki bir süre boyunca alınamamış ve Fransa’nın Suriye’deki manda yönetimi altında bir parça olarak kalmıştır. Hatay, Türkiye’nin yoğun olarak sürdürdüğü dış politikaların sonucunda 2 Eylül 1938 tarihinde Fransa’nın Suriye manda yönetiminden ayrılarak bağımsız bir devlet olarak kurulmuştur. 23 Haziran 1939 tarihinde Türkiye ile Fransa’nın konu hakkında antlaşma yapmasının ardından 29 Haziran 1939 tarihinde Hatay Devleti Millet Meclisinin aldığı karar ve 7 Temmuz 1939 günü TBMM tarafından çıkarılan yasa ile Hatay, Türkiye’ye katılmış ve varlığını sona erdirmiştir. Her modern devletin nasıl ki Anayasaya gereksinimi varsa aynı şekilde Hatay’ın da bu konuda bir gereksinimi olmuştur. Bu yazımızın konusu 9 aylık bu devletin, hükümleri kısa süreliğine de sürmüş olsa Anayasasını incelemek. Şimdi başlayalım.

Anayasayı bir bir madde madde incelemeden önce genel bir biçimde devletin siyasi sistemini değerlendirmemiz gerekir. Anayasa temel hak ve özgürlükler 1924 Anayasasında yer verildiği kadarıyla veya günümüz demokrasilerinde olduğu kadar kapsamlı işlenmemiş hatta bir maddeyle yetinilmiştir. Bu açıdan Anayasa temel hak ve özgürlüklerin korunmasında yeterli bir konumda değildir.

Hatay Cumhuriyeti üç kuvvetten oluşuyor: Yasama, yürütme, yargı. Yasama kuvveti Millet Meclisine, Yürütme kuvveti Devlet Başkanı ve Yürütme Meclisi Başkanına, Yargı kuvveti ise bağımsız mahkemeler ve Yüksek Mahkemeye ait daha doğrusu bu kuvvetler yetkilerini halk adına kullanıyorlar. Bu organların saptadığımız yetkileri aşağı yukarı şu şekildedir:

Yasama
Millet Meclisi: (Halk tarafından 4 yıllığına seçiliyor)
1. Yasaları çıkarıyor.
2. Devlet Başkanını seçiyor.
3. Başbakana güvenoyu veriyor.
4. Bütçeyi belirliyor.
5. Genel af çıkarıyor.
6. Üyeleri yasama dokunulmazlığına sahiptir.

Yürütme
Sorumsuz Kanat: Devlet Başkanı: (Meclis tarafından 5 yıllığına seçiliyor)
1. Başbakanı atıyor.
2. Yüksek Mahkemeye Mahkeme üyelerinin görüşünü alarak üye atıyor.
3. Kabul edilen bir yasayı 1 ay içinde kabul ediyor veya Meclise gönderiyor yasa bir daha kabul edilirse ısdar ediyor.
4. Hükümetin görüşünü alarak Meclisi feshediyor.
5. Yasalar çerçevesinde suçluları affediyor.
Sorumlu Kanat: Yürütme Meclisi: (Devlet Başkanının atayacağı Başbakan güvenoyu alıyor ve dört tane bakan ile bu kurumu oluşturuyor)
1. Yetkileri yasayla belirleniyor.
2. Meclis tatildeyken yasa çıkarabiliyor ama bu yasalar Meclis toplanınca Meclisin onayına sunuluyor.
3. Yargı kararlarını yerine getirir.

Yargı
Mahkemeler: (Yasayla kuruluyorlar)
1. Yargı yetkisini kullanıyorlar.
Yüksek Mahkeme: (Üyeleri Devlet Başkanınca seçiliyor)
1. Mahkemelerin kararları üzerinde yetkili ve temyiz mercii ama yasaların Anayasaya uygunluğunu denetleyemiyor.

Bu güçlerin yetkileri, devlet içindeki konumları ve kendi aralarındaki ilişkiler ile Anayasanın özü ve şekli açısından daha ayrıntılı bilgi sahibi olabilmek adına geniş incelememize başlıyoruz.

Hatay Cumhuriyeti Anayasası

Fasıl 1 – Esas Hükümler (Temel Hükümler)

Temel Hükümler adlı bölüm neredeyse bütün Anayasalarda yer alan bir bölümdür ve devletin adının, yönetim biçiminin, başkentinin, dilinin, temel ilkelerinin ve diğer başlıca özelliklerinin yazılı olduğu bölümdür.

Madde 1

Madde 1 – Hatay dahili işlerinde tam bir istiklali haiz Türk ekseriyetine müstenit ve cumhuriyet rejimi ile idare olunan ayrı ve müstakil varlık teşkil eden bir devlettir.

Çevirimiz: Hatay, iç işlerinde tam bir bağımsızlığı taşıyan Türk çoğunluğuna dayanan ve cumhuriyet düzeni ile yönetilen ayrı ve bağımsız varlık oluşturan bir devlettir.

Olağan koşullarda Anayasanın ilk hükümlerini içeren madde veya maddeler çok uzun tutulmaz, olduğunca öz tutulmaya çalışılır ancak dönemin koşullarından dolayı Türk çoğunluğunun ve bu çoğunluğun bağımsızlığının vurgulanması önemsenmiştir. Aynı şekilde bu devlet eskiden başka bir devletin içinde olduğundan bir devletten ayrı olması ve bağımsız bir varlık biçiminde oluşmasını belirtmesi dönem açısından son derece önemlidir.

Madde 2

Madde 2 – Hatay Devletinin merkezi Antakya’dır.

Başkent belirtilmiştir, sanıyoruz ki Anayasanın ilk maddesinde Türk çoğunluğundan söz ettiğinden dilin ayrıca belirtilmesine gerek duyulmamıştır.

Madde 3

Madde 3 – Hatay’ın bütün vatandaşları kanun müvacehesinde müsavi ve ırk, dil, din farkı gözetmeksizin aynı medeni ve siyasi haklara sahip ve bila istisna kanuna riayetle mükelleftirler.

Çevirimiz: Hatay’ın bütün yurttaşları yasaya karşı eşit ve ırk, dil, din ayrımı gözetmeksizin aynı medeni ve siyasi haklara sahip ve istisnasız yasaya uymakla yükümlüdürler.

Çağdaş anayasalarda bütün yurttaşları ve artık herkesi eşit gören ve bu tarz ayrımları gereksiz gören hükümler mevcuttur, o dönemde devletin herkese eşit davranmasıyla uluslararası kamuoyunun desteğini alacağı inancı ile bu tarz bir eşitlikçi hükmün konulmuş olduğunu düşünebiliriz. Devletin bütün yurttaşlarına haklar tanımasının yanı sıra bu haklara sınırların çizilmiş olduğunu da görüyoruz. Medeni haktan anlaşılması gereken toplum hayatında eşitlik, evlilik, miras, aile, sözleşmeler ve diğer temel hukuki kurumlardır. Siyasi haktan anlaşılması gereken ise devletin yönetim biçiminin cumhuriyet olması itibariyle herkesin yönetime seçmek, seçilmek, oy vermek gibi yollarla ama bir biçimde katılımının sağlanmasıdır. Yasaya uymak yani mevzuata uymak her yurttaşın yükümlülüğüdür ve bu haklar yasalara uydukça vardır.

Fasıl 2 – Teşrii Kuvvet (Yasayıcı Güç)

Yasama gücü olarak adlandırdığımız güç için eskiden ”teşrii kuvvet” denirdi veya ”teşrii salahiyeti” denirdi. Teşrii, yasayıcı demek; Yasamak ise yasa yapmak anlamına geliyor. Salahiyet ise yetki anlamındadır. Modern devlet düzenleri kuvvetlerin varlığı teorisi üzerine kurulu olduğundan yasama, yürütme ve yargı güçlerinin adlarının ayrı ayrı olarak belirtilerek anayasalarda yazması yolu izleniyor.

Madde 4

Madde 4 – Teşrii kuvvet Hatay halkı namına Hatay millet meclisi tarafından kullanılır. Hatay millet meclisi hazırlanacak mahsus kanuna tevfikan dört senelik bir müddet için intihap edilir, kırk azalık tek bir heyettir. Ancak meclisin tatil zamanından sonra meclisin tasvibine arz edilmek şartıyla hükümet muvakkat kanun yapmak salahiyetini haizdir.

Çevirimiz: Yasama gücü Hatay halkı adına Hatay Millet Meclisi tarafından kullanılır. Hatay Millet Meclisi hazırlanacak özel yasaya uygun olarak dört yıllık bir süre için seçilir, kırk üyelik tek bir kuruldur. Ancak Meclisin tatil zamanından sonra Meclisin onamasına sunulmak koşuluyla Hükümet, geçici yasa yapmak hakkına sahiptir.

Yasama gücü genelde meclislere verilir. Yürütme gücü bazen kurullara bazense kişilere tek olarak verilir ama modern demokrasilerde meclislere verilir. Eski dönemlerde krallar, padişahlar ve diğer monarklar yasama gücünü tek başlarına ellerinde tutuyorlardı ama demokrasinin gelişmesiyle artık yasama gücü birçok kişinin hatta artık yüzlerce kişinin bulunduğu kurullarda bulunuyor. Süre için 4 yılın olması olağan bir süre, bazı yerlerde 5 veya 6 olarak da değişebilmektedir. Mecliste 40 üyenin bulunması yasama organlarının genelde yüzlerce kişiden oluşmasına karşın devletin nüfusuna bakarsak oldukça olağandır.

Burada değinilmesi gereken en önemli konu Hükümete yani yürütme organına Meclis tatildeyken yasa yapma yetkisi tanınmasıdır. Yasa yapma yetkisi yani yasama devredilemez bir yetkidir ve yasama organının bunu devretmeye yönelik belli bir süreliğine geçerli olacak onayı olmaksızın kullanılamayacak bir yetki olarak kabul edilmektedir. Ki bu yetki de Meclisten yetki yasasının çıkması ve bu yasanın Hükümete Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarmasına izin vermesine bağlı olarak kullanılabilmektedir. Meclis tatildeyken Hükümete tanınan yasama yetkisi burada oldukça fazla ve tehlikelidir. Yürütme organı tek kişilik veya tek kişinin iradesine bağlı bir kurul olarak var olduğundan yasama yetkisini tek başına kullanması doğru görülmemektedir çünkü küçük grupların büyük grupların aksine kendi çıkarlarına göre davranması eğiliminin daha yüksek olduğu kabul edilmektedir. Yürütme organının Meclis tatildeyken olağan dönemlerde kabul edilemeyecek bir sürü yasayı çıkarması söz konusu olabilir ve bu da tarihte örnekleri görüldüğü üzere yasama yetkisinin fiilen yürütme organına geçmesine ve böylece kuvvetlerin yürütme organında birleşmesine neden olması olasılık içerisindedir. Kuvvetlerin birleşmesinin ve özellikle de yürütme organında birleşmesinin istibdadı doğuracağı kanısına birçok önemli hukukçu ve tarihçi varmaktadır. Bu nedenle biz yürütme organına tanınan bu fazla yetkinin tehlikeli olabileceğini, yürütme organının bunu kendi çıkarına kullanarak yasama yetkisinin asli sahibi olan Meclise bu yetkisini kullanmada zarar vereceğini düşünüyor ve yürütme organına verilmiş olan bu yetkinin çağdaş yöntemler gözetilerek hazırlanmış olmasının daha iyi olacağını takdir ederdik. Ancak şu var ki dönemin koşullarının değerlendirilmesi, devletin yeni kurulmuş olması, o dönemde olan yaşanmışlıklardan ötürü bunların olmuş olabileceği ve konunun incelenmesi tarihin konusudur. Bu genel görüşler dışında şunu da belirtmeliyiz ki yasama organı olan Meclisin yasa yapmasının biricik dayanağı milletten belli süreliğine aldığı oylarla kazandığı meşruiyet yani yasallıktır. Hükümet ise Meclisin yani milletin vekili olan organın seçtiği bir organdır yani doğrudan halkın seçtiği bir yapı değildir. Halkın vekalet verdiği organ yasama organıdır, yürütme organı ise yasama organından kaynaklanmaktadır yani onun seçimi ile, onun iradesi ile oluşmaktadır. Halkın seçtiği şeyin seçeceği şey halkın seçmiş olduğu şey olarak algılanamaz ve anlamlandırılamaz. Vekilin vekili olmaz düşüncesini buradaki yasallık boyutunda iyice incelemek gerekmektedir.

Madde 5

Madde 5 – Kanunlar vaz’ı için ilk teşebbüs Hatay millet meclisi azasına ve icra kuvvetine aittir. Mamafih masraflar ihtiyarını müstelzim olan yahut vergiler ihdasına, tadiline veya ipkasına müteallik bulunan kanunlar vaz’ı teşebbüsü yalnız icra kuvvetine aittir.

Çevirimiz: Yasaların çıkarılması için ilk girişim Hatay Millet Meclisi üyelerine ve yürütme gücüne aittir. Bununla birlikte giderlerin seçilmesinde gerekli görülen ya da vergilerin oluşturulmasına, değiştirilmesine veya aynı kılınmasına ilişkin yasaların çıkarılmasının girişimi yalnız yürütme gücüne aittir.

Milletvekillerine ve Hükümete yasa önerisi sunma yetkisinin verilmesi modern demokrasilerde genelde görülen bir uygulamadır. Yürütme gücünün yasama sürecine katılması konusunda kuvvetler ayrılığına ilişkin bir inceleme yapılabilir. Bunun dışında giderlerin belirlenmesinde ve vergilerle ilgili yasalarda yürütme gücüne verilen yetki oldukça önemlidir ve yürütme gücünü mali açıdan da güçlü kılmaktadır. Ancak Birleşik Krallık örneğinde de görüleceği üzere Meclisler başta yasama gücüne sahip olma odaklı oluşmamış, monarkların bir nevi yönettiği ekonomiyi vergilerin miktarıyla, harcamaların belirlenmesiyle düzenleyebilmek amaçlı yetkiler alma amacıyla çalışmalarına başlamışlardır. Bu açıdan yasama organının tarihsel yetkilerini de değerlendirerek mali yasalarda yürütme organının rolü üzerinde düşünülmelidir.

Madde 6

Madde 6 – Bir kanuna müstenit olmadıkça hiçbir vergi ihdas veya tahsil olunamayacağı gibi bir iktikraz da akdolunamaz. İcra kuvveti her sene gelecek sene için bir bütçe kanunu projesiyle bir mali müvazene kanunu layihası tespit edilecektir. Meclis tarafından kabul ve tasdik edilmemiş olan hiçbir masraf sene içinde yapılamaz. Her sene maliyenin sonunda o senenin hesapları bir kanunla müteşekkil bir heyetçe tetkik edildikten sonra meclise arz olunur.

Çevirimiz: Bir yasaya dayanmadıkça hiçbir vergi oluşturulamayacağı veya alınamayacağı gibi bir borçlanma hakkında da sözleşme yapılamaz. Yürütme gücü her yıl gelecek yıl için bir bütçe yasası tasarısıyla bir mali denge yasası önerisi saptayacaktır. Meclis tarafından kabul edilmemiş ve doğrulanmamış olan hiçbir harcama yıl içinde yapılamaz. Her mali yılın sonunda o yılın hesapları bir yasayla kurulan bir kurulca denetlendikten sonra Meclise sunulur.

Vergilerin yasaya dayanması yurttaşlar açısından önemli bir mali güvencedir. Bütçe yasasının ve mali denge yasasının önerilmesinde yürütme organına verilen yetkileri fazla bulmuyoruz ki burada önemli bir durum da vardır ki Meclisin kabul etmediği ve doğrulamadığı hiçbir harcamanın yapılamayacağı hükmü mevcuttur yani bütçe Meclis tarafından kabul edilmedikçe Hükümet istediği tasarıyı sunarsa sunsun bunu uygulayamaz. ABD’de Kongrenin yani yasama organının Başkana yani yürütme organına karşı en önemli yetkisi bütçe konusundadır. ABD’de yasama organı bütçeyi kabul etmediği vakit geçici bütçe gibi bir uygulama devreye girmiyor ve Başkana verilmesi gereken bütün mali kaynaklar kesiliyor ve Hükümetin kapanması durumu oluyor, yürütme gücü çalışamıyor. Hükümetin çalışmaması ülkeyi de olumsuz etkilediğinden yasama organı da yürütme organı da bu konuda fazla diretemiyorlar ve bir şekilde uzlaşmak zorunda kalıyorlar. O yılın hesaplarının bir kurulca denetlenmesi de bizce iyi bir yöntemdir.

Madde 7

Madde 7 – Kanunlar ve kararlar adi ekseriyetle kabul ve ittihaz olunur. Nisabı ekseriyet meclisi teşkil eden azanın yarısıdır.

Çevirimiz: Yasalar ve kararlar basit çoğunlukla kabul edilir ve sayılır. Çoğunluk derecesi Meclisi oluşturan üyelerin yarısıdır.

Yasaların ve kararların kabul edilmelerinde basit çoğunluğun olması tabi olağandır ancak tam bir basit çoğunluk yerine bu hükmün daha ayrıntılı bir biçimde düzenlenmesi daha iyi olabilirdi. Bunun dışında bazı önemli kararlar için örneğin Anayasada değişiklik yapmak için üçte iki çoğunluğun aranmasının gerekmesi iyi olabilirdi ki 1924 Türkiye Cumhuriyeti Teşkilatı Esasiye Kanununda da bu durum öngörülmüştür. Anayasanın basit çoğunlukla değiştirilmesi onun sert Anayasa olma özelliğini olumsuz yönde etkilemekte ve kolayca değiştirilebilmesini sağlamaktadır. Bizce bu durum da haliyle Anayasal düzenin sürekli değiştirilmesine ve böylece de suiistimalci bir Anayasa değişikliği geleneğinin oluşmasına neden olacaktır.

Madde 8

Madde 8 – Mebuslar Hatay Millet Meclisine katılış ettiklerinde şu şekilde tahlif olunurlar: Vatan ve milletin saadet ve selametine ve milletin bilakaydü şart hakimiyetine mügayir bir gaye takip etmeyeceğime ve Cumhuriyet esaslarına sadakatten ayrılmayacağıma namusum üzerine söz veririm.

Çevirimiz: Milletvekilleri Hatay Millet Meclisine katıldıklarında şu biçimde ant içerler: Yurt ve ulusun mutluluk ve esenliğine ve ulusun mutluluk ve esenliğine ve ulusun kayıtsız şartsız egemenliğine aykırı bir amaç izlemeyeceğime ve Cumhuriyet temellerine bağlılıktan ayrılmayacağıma namusum üzerine söz veririm.

Ant metni genelde simgesel olmakla birlikte anlam açısından incelememiz yararlı olacaktır. Ant metninde öncelik yurt ve ulusun refahına verilmiş ve ardından da ulusal egemenlik ile cumhuriyete bağlılık korunmuştur.

Madde 9

Madde 9 – Hiçbir mebus Millet meclisi dahilindeki rey ve mütaleasının ve beyanatının Meclis haricinde irad ve ihzarından dolayı mesul değildir. Gerek intihabından evvel ve gerek sonra aleyhine cürüm isnad olunan bir mebusun maznunen isticvabı veya teklifi ve yahut muhakemesinin icrası heyeti umumiyesinin kararına bağlıdır. Cinai cürüm –meşhud bundan müstesnadır- ancak bu takdirde makamı aidi meclisi derhal haberdar etmekle mükelleftir. Bir mebusun intihabından evvel veya sonra aleyhine sadir olmuş cezai bir hüküm infazı mebusluk müddetinin hitamına talik olunur. Mebusluk müddeti esnasında müruru zaman cereyan etmez.

Çevirimiz: Hiçbir milletvekili Millet Meclisi içindeki oy ve görüşlerinin ve söylemlerinin Meclis dışında söylemesinden ve açıklanmasından dolayı sorumlu değildir. Gerek seçiminden önce ve gerek sonra karşısına suç yüklenen bir milletvekilinin sanık olarak sorgulanması ve ya da yargılanmasının yapılması genel kurulun kararına bağlıdır. Öldürmeli suç – tanık olarak görmek bundan ayrıdır – ancak bu durumda ilgili makam Meclisi hemen bilgilendirmekle yükümlüdür. Bir milletvekilinin seçiminden önce veya sonra aleyhine ortaya çıkmış cezai bir hükmün yerine getirilmesi milletvekilliği süresinin bitimine ertelenir. Milletvekilliği süresince zamanaşımı olmaz.

Milletvekillerine dokunulmazlık verilmesi oldukça önemli bir güvencedir. Bu güvence dolayısıyladır ki milletvekilleri Mecliste konuşurken, görüşlerini ifade ederken ve konuşmalarını yaparken hiçbir organdan korkmadan, özgürce ve halkın temsilcisi sıfatıyla onun temsil ettiği varlığı orada yaşatacaktır. Milletvekillerine bu dokunulmazlık güvencesinin verilmemesi durumunda yargı organının ve hakim ve savcıların yürütme organı tarafından atandığı ülkelerde yargı organı ile birlikte yürütme organının yasama organı üzerinde egemenlik kurması ile sonuçlanabilecek ciddi tehlikelere yol açılması olasılık içerisindedir. Bu yüzden bizce bu güvencenin sağlanması önemlidir ancak öldürmeyle ilgili suçlarda olay yerinde suçun yaşanması durumunda ve tanıkların da bulunmasıyla suçüstü olarak bulunmasıyla ilgili milletvekilinin alıkonulması ve Meclise haber verilmesi de ilgili kişinin dokunulmazlık hakkını gasp ederek her türlü suçu işleyebilmesine ve kaçabilmesine olanak tanımayacaktır. Cezanın milletvekilliği süresinin bitimine ertelenmesi hukuki anlamda tartışılabilir bir konu olsa da bunun ilke olarak benimsenmesindeki amaç sanıyoruz ki milletvekilinin olağan bir yurttaş olması değil, yurttaşların iradesini temsil eder ve kullanır bir durumda olarak kamusal varlığını sürdürmesinden kaynaklanmaktadır. Milletvekilliği süresince zamanaşımı olmaması da kişinin bu önemli vatan görevini kendi kişisel suçunu tamamlatmak üzere kullanmasını önlemek amacıyla konulmuş bizce önemli bir kuraldır.

Madde 10

Madde 10 – Tatil esnasında Hatay Devlet Reisi veya Millet Meclisi Reisi lüzum görürse Meclisi içtimaa davet edebilir. Millet Meclisi içtimaı senede dört aydan dun olamaz.

Çevirimiz: Tatil sırasında Hatay Devlet Başkanı veya Millet Meclisi Başkanı gerekli görürse Meclisi toplantıya çağırabilir. Millet Meclisi toplantısı yılda dört aydan az olamaz.

Devlet Başkanı ile Millet Meclisi Başkanının olağanüstü durumlarda daha doğrusu gerekli görmeleri durumunda yasama organını toplantıya çağırabilmeleri olağan bir yöntemdir ve o dönemdeki bir ülke için de bizce gereklidir ancak bizce Hükümetin de bu istekte bulunması veya Meclisin toplanmasını sağlaması doğru olurdu. Çünkü bu hükümet sisteminde sorumlu kanat Yürütme Meclisi adlı hükümet organıdır, Devlet Başkanının bazı yetkilerde parlamenter hükümet sisteminde tasarlanan Devlet Başkanı yetkilerinden bazı yetkiler açısından daha yetkili olmasına karşın yarı başkanlık hükümet sistemlerinde görüldüğü gibi sorumluluğu mevcut değildir.

Madde 11

Madde 11 – Meclis müzakeratı alenidir. Ve harfiyan neşrolunur. Fakat dahili nizamnamede münderiç şeraite tevfikan Meclis, hafi celseler dahi akdedebilir. Hafi celseler müzakeratının neşri, meclisin kararına bağlıdır.

Çevirimiz: Meclis görüşmeleri açıktır. Ve olduğu gibi yayınlanır. Ancak içtüzükte yer alan durumlara uygun olarak Meclis, gizli oturumlar bile düzenleyebilir. Gizli oturumlardaki görüşmelerin yayını, Meclisin kararına bağlıdır.

Yasama organının görüşmelerinin açık olması oldukça doğaldır çünkü buradaki kişiler milletin vekilidir, milleti temsil etmektedirler. Bu yüzden de yaptıkları işler millete karşı açık olmalıdır. Bunun dışında devletin güvenliğini gerektiren bazı işler halka açılmamalıdır, bu yüzden de gizli oturumların yapılması ve bu oturumlarda görüşülen konuların açıklanmasının Meclisin onayına bağlanması oldukça önemli bir yöntemdir.

Fasıl 3 – İcra Kuvveti (Yürütme Gücü)

Yürütme gücü olarak adlandırdığımız güç için eskiden ”icrai kuvvet” veya ”kuvvei icraiye” denirdi. İcra, yürütmek demek; Yürütmek ise var olan yasaların, kuralların, mevzuatın ülke genelinde uygulanması anlamına geliyor. Modern devlet düzenleri kuvvetlerin varlığı teorisi üzerine kurulu olduğundan yasama, yürütme ve yargı güçlerinin adlarının ayrı ayrı olarak belirtilerek anayasalarda yazması yolu izleniyor.

Madde 12

Madde 12 – İcra kuvveti Hatay halkı namına Hatay Devlet Reisi ile bir icra meclisi tarafından kullanılır.

Çevirimiz: Yürütme gücü Hatay halkı adına Hatay Devlet Başkanı ile bir Yürütme Meclisi tarafından kullanılır.

Yürütme gücü kimi ülkelerde halk tarafından oluşur kim ülkelerde de yasama gücü tarafından oluşur. Yürütme gücü halktan oluşuyorsa o ülkede başkanlık sistemi mevcuttur ki başkanlık sistemlerinin teorik kökeni kuvvetler ayrılığı esasına dayanır. Yürütme gücü halktan oluşmuyor ancak yasama gücü tarafından oluşuyorsa orada parlamenter sistem vardır ki parlamenter sistem de kuvvetlerin ayrılığına dayanır ama parlamenter sistemde kuvvetler birbirine daha yakın olacak bir şekilde ve birbiri ile sürekli yoğun etkileşimlerde bulunacak şekilde ayrılmıştır yani yine bir kuvvetler birliği mevcuttur. Yürütme gücünün halktan oluşması kavramından anlamamız gereken ise şudur ki Cumhurbaşkanı olarak tanımlanan Devlet Başkanının halkın oyuyla belli bir süreliğine seçilmesi ve seçimle görevinin sonlanması. Burada Cumhurbaşkanı yani yürütme organı doğrudan halka karşı sorumludur, yasama organına karşı sorumlu değildir çünkü iki organı da halk oluşturmaktadır ve iki organ da halkın Anayasa ile onlara verdiği yetkilerle kendi iradesini devletin yönetiminde egemen kılmaktadır. Hatay Anayasasının öngördüğü sistem ise yürütme organının yasama organından oluşmasıdır ki Devlet Başkanının seçilmesi ve onun varlığı Meclisin iradesine bağlıdır. Parlamenter sistemlerde Meclis yasama organından çok, yürütme organını da yaratan bir organ olduğundan aslında ulusal egemenliğin temsilcisi olarak gözükmektedir, Hatay Anayasasında da sistematik bu şekildedir. Temel olarak Anayasa parlamenter sistemi esas almaktadır, yürütme organının sorumlu kanadı Yürütme Meclisidir, sorumsuz kanadı ise Devlet Başkanıdır.

Madde 13

Madde 13 – Hatay Devlet Reisi, Millet Meclisi tarafından beş sene müddetle intihab olunur. Devlet Reisi intihabı akabinde Meclis huzurunda şu suretle yemin eder: Devlet Reisi sıfatıyla müstakil Hatay Devletinin kanunlarına, cumhuriyet esaslarına riayet ve bunları müdafaa, Hatay vatandaşlarının saadetine sadıkane ve bütün kuvvetimle mesai sarf edeceğime ve Hatay halkının emniyetine teveccüh edecek her tehlikeyi kemali şiddetle men, Hatay’ın şan ve şerefine vikaya ve ilaya ve deruhde ettiğim vazifenin icabına nefsini hasretmekten ayrılmayacağımı namusum üzerine söz veririm.

Çevirimiz: Hatay Devlet Başkanı, Millet Meclisi tarafından beş yıl süreyle seçilir. Devlet Başkanı seçiminin ardından Meclis huzurunda şu şekilde ant içer: Devlet Başkanı sıfatıyla bağımsız Hatay Devletinin yasalarına, cumhuriyet temellerine uyacağıma ve bunları koruyacağıma, Hatay yurttaşlarının mutluluğuna bağlılıkla ve bütün gücümle emek harcayacağıma ve Hatay halkının güvenliğine yönelecek her tehlikeyi yüksek şiddetle engelleyeceğime, Hatay’ın şan ve şerefini koruyacağıma ve kendimi buna adayacağıma ve üstüme aldığım görevin gereklerine kişiliğimin tamamını vermekten ayrılmayacağıma namusum üzerine söz veririm.

Devlet Başkanının 5 yıllığına seçilmesi olağan bir süredir, kimi ülkelerde 4, 6, 7 yıl olarak değişebilmektedir. Devlet Başkanının hükümet gibi görevden alınamaması sistemdeki kuvvetler ayrılığı olgusunu sistemin bir parlamenter sistem olmasına karşın bu konuda gelişme gösterebilmesine neden olmaktadır. Meclis Cumhurbaşkanını sürekli görevden alsaydı o vakit sistemde kuvvetlerin birleşmesi durumu daha çok yaşanırdı ve bu birleşme yasama gücünde odaklı bir şekilde gerçekleşeceğinden Meclis Hükümeti Sistemine benzer bir sistemin oluşması sağlanacaktı. Ant metni genelde simgesel olmakla birlikte anlam açısından incelememiz yararlı olacaktır. Ant metninde öncelik yasalara ve cumhuriyet temellerine bağlılığa verilmiş ve ardından devletin ve halkın tehlikelerden korunmasına, devletin şanının korunmasına ve bu görev için elinden geldiğince çaba gösterileceğine ilişkin ifadeler yer almıştır.

Madde 14

Madde 14 – Devlet Reisi kanunen musarrah hudud dahilinde af hakkını istimal eder. Affı umumi ancak bir kanun ile bahşolunur.

Çevirimiz: Devlet Başkanı yasal olarak açıklanmış sınırlar içerisinde af hakkını kullanır. Genel af ancak bir yasayla bağışlanır.

Cumhurbaşkanının af yetkisi makamın tarihi yetkilerindendir ancak bu yetkinin kısıtlanması bizce hukuk devletinin gelişmesi adına oldukça yararlı olmuştur. Cumhurbaşkanının bu yetkisini hukuksuz bir biçimde kullanmasının önü yasama organı tarafından yasal yollarla olabildiğince kesilebilir. Genel affın da yasaya bağlanması, durumu yasama organına vermesi durumuyla yararlı bir gelişmedir. Devlet Başkanının af yetkisine sahip olup olmaması gerektiği ayrı bir değerlendirmenin konusudur ancak bizce af yetkisi kimi zaman yürütme organının yargı organına müdahalesine neden olabilir ve böylece de hukuk devleti ilkesi zarar görebilir.

Madde 15

Madde 15 – Hatay Millet Meclisince kabul edilen kanunların hepsi Devlet Reisi tarafından isdar olunur ve hiçbir kanun isdarından evvel meriyete geçemez. Hatay Millet Meclisi tarafından kabul olunan bir kanunun isdarını Hatay Devlet Reisi bu kabul tarihinden itibaren bir ay zarfında talik ve kanunun arzını faydalı gördüğü mülahazalarıyla beraber yeniden tetkik olunmasını Meclisten isteyebilir. Yeniden müzakerat ancak iade tarihinden bir ay sonra vuku bulabilir. Devlet Reisi kanunu bu ikinci müzakere esnasında kabul edilecek surette aynen isdara mecburdur.

Çevirimiz: Hatay Millet Meclisince kabul edilen yasaların hepsi Devlet Başkanı tarafından ısdar olunur ve hiçbir yasa ısdarından önce yürürlüğe giremez. Hatay Millet Meclisi tarafından kabul olunan bir yasanın ısdarını Hatay Devlet Başkanı bu kabul tarihinden itibaren bir ay zarfında başka bir zamana bırakmak ve yasanın sunulmasını yararlı gördüğü düşünceleriyle birlikte yeniden incelenmesini Meclisten isteyebilir. Yeniden görüşmeler ancak geri verilme tarihinden bir ay sonra olabilir. Devlet Başkanı yasayı bu ikinci görüşme sırasında kabul edilecek biçimde aynen ısdara zorunludur.

Şimdi ilan ve ısdar ayrımını burada değerlendirmek gerek. Olağan durumlarda ördüğümüz anayasalarda Cumhurbaşkanı yasaları yayımlar ancak bu durum batılı ülkelerde ve diğer bazı ülkelerde ısdar biçiminde gerçekleşir. İlan işlemi, Meclis tarafından kabul edilen yasanın ülkeye duyurulmasından ibarettir. Isdar işlemi ise Meclis tarafından kabul edilen yasanın Cumhurbaşkanınca doğruluğunun saptanması ve altına – sistemde eğer Cumhurbaşkanından ayrı bir hükümet varsa Başbakanın ve ilgili bakan veya bakanların imzası yer alır – imza atmak suretiyle bu yasanın uygulanması konusunda kamu makamlarına emir vermesi ile gerçekleşir. Aslında doğru olan, kabul edilmesi gereken işlem ısdar işlemidir çünkü ilan işleminde Cumhurbaşkanı o yasayı kabul etmekten ziyade sadece duyuruyor yani Cumhurbaşkanının bu yasa ile ilgili ısdar yetkisi kullanılmıyor. Cumhurbaşkanının ısdar yetkisini kullanması en doğru olandır ama tabi fiili olarak bu yetki kullanılmasa da ilan yetkisi de aynı sonuçları doğurmaktadır. Yasanın Cumhurbaşkanına sunulmasının ardından bir ay süreyle Cumhurbaşkanına bu konuda takdir yetkisinin verilmesi bizce uzun bir süredir ve on gün veya on dört gün gibi daha kısa sürelerle bu süre kısaltılmalıdır. Bunun dışında ilgili yasanın yeniden görüşülmesi için bir ay süre koyulması bizce doğru bir yöntemdir çünkü temel mantık olarak şöyle bakmak gerekir ki Devlet Başkanı bu yasayı geri çeviriyorsa demek ki bir şey vardır ve incelenmesi gerekir. Bu serinleme süresinin eklenmemesi durumunda ise Cumhurbaşkanı ile Meclis kendi güçlerini yarıştırmaya yönelik eylemlere doğal olarak girişebilirler.

Madde 16

Madde 16 – Hatay Devlet Reisi icra meclisinin reyi üzerine Millet Meclisini feshedebilir. Böyle bir halde yeni intihabları bilaihmal icra ettirmeğe mecburdur.

Çevirimiz: Hatay Devlet Başkanı Yürütme Meclisinin görüşü üzerine Millet Meclisini feshedebilir. Böyle bir durumda yeni seçimleri boşlamaksızın yapmaya zorunludur.

Burada önemli olan durum fesih yetkisidir. Parlamenter hükümet sistemi her ne kadar kuvvetler ayrılığı modeli üzerine kurgulanmışsa da bu sistemde kuvvetlerin birbirinden az bir şekilde ayrılması önemsenmiştir. Bu düşünce itibarıyla da yasama organına yürütme organını ama aynı zamanda yürütme organının da yasama organına son vermesi, birbirlerinin varlıklarını bitirebilmeleri yetkileri verilmiştir. Fesih yetkisi aslında ihtiyari ve zaruri olmak üzere ikiye ayrılabilir. İhtiyari olarak fesih isteğe bağlı fesihtir ve Bakanlar Kurulunun istemi üzerine veya Cumhurbaşkanının istemesiyle yasama organının varlığına fesih yoluyla son verilebilir, burada örnek olarak Fransa’yı gösterebiliriz. Fransa’da Cumhurbaşkanının kayıtsız şartsız bir fesih yetkisi mevcuttur ancak yetkiyi kısıtlayan tek hüküm seçimlerden bir yıl geçmedikçe meclisin feshedilemeyeceğidir. Zaruri olarak fesih isteğe bağlı değil ancak zorunluluktan kaynaklanan fesihtir ve yürütme organının istemi üzerine yapılmaz, genelde hükümetin kurulamaması, Devlet Başkanının seçilememesi gibi eylemlerin olması durumunda yani Anayasanın belirlediği anayasal işlemlerin yapılamaması durumunda Devlet Başkanı tarafından Anayasanın onu meclisi feshetmeye zorunlu kılmasıyla gerçekleşir. Uygulamada 30 veya 45 gün içinde hükümetin kurulamamasında, Cumhurbaşkanının seçilememesinde veya diğer benzer konularda Devlet Başkanı yasama organını fesheder ve böylece yasama organının seçimleri yenilenir. Başkanlık hükümet sistemlerinde ise fesih yetkisi yoktur çünkü kuvvetler ayrılığı esasının dayandığı temel kuvvetlerin birbirinden ayrılmasıdır. Fesih yetkisi ise yürütme organının yasama organının varlığına son vermesi demektir yani bir kuvvet diğer kuvvetin varlığına son vermektedir. Parlamenter sistemlerde yasama organı yürütme organının varlığını sonlandırabildiğinden bu sistemi uygulayan bazı ülkelerde yürütme organına isteğe bağlı fesih yetkisinin verilmesi olumsuz olarak karşılanmamaktadır. Burada fesih yetkisinin bulunması sistemin parlamenter sisteme yakın olan yanını güçlendirmekle birlikte meclis hükümeti sisteminden uzaklaşmasını sağlamaktadır. Fesih yetkisinin zaruri değil ama isteğe bağlı oluşu ise yürütme organına önemli ölçüde bir güç tanımaktadır, biz fesih yetkisinin yürütme organına karşılıksız olarak verilmesini doğru bulmuyor, yürütme organının bu yetki ile devletin yaşamını önemli bir tehlikeye sokabilme eğilimine doğal olarak sahip olduğunu düşünüyor ve bu konuda belli sınırlamaların getirilmesinin iyi olacağına inanıyoruz. Feshin yapılmasının ardından ise olağan koşullarda seçimler hızla yapılır ancak bunun suiistimal edilmemesi için seçimlerin yapılmasının hemen olacağını belirtmek bizce oldukça yararlı ve akılcı bir yöntem olmuştur.

Madde 17

Madde 17 – Millet Meclisine karşı mesul bir icra meclisi teşkil olunur. Bu meclis bir reis ile seçeceği en çok dört azadan ibarettir. İcra meclisi reisi Hatay Devlet Reisi tarafından seçilir.

Çevirimiz: Millet Meclisine karşı sorumlu bir Yürütme Meclisi oluşturulur. Bu Meclis bir Başkan ile seçeceği en çok dört üyeden oluşur. Yürütme Meclisi Başkanı, Hatay Devlet Başkanı tarafından seçilir.

Parlamenter hükümet sistemlerinde görüleceği üzere yürütme organının sorumlu kanadı burada da yasama organına karşı sorumludur. Yürütme Meclisi adlı Bakanlar Kurulunun üye sayısının ne düzeyde olacağının yasayla belirtilmesi bizce daha uygun olurdu çünkü bu sayı gereksinime göre değişiklik gösterebilir. Üye sayısının bu biçimde belirlenmesi ise ülkenin nüfusunu ele aldığımızda olağandışı gözükmeyen bir sayıdır.

Burada önemli olan bir başka nokta şudur ki Yürütme Meclisi Başkanı, Devlet Başkanı tarafından seçilmektedir. Bu hükmün 1924 Anayasasında yer alan Başbakanın Cumhurbaşkanınca atanacağı hükmünden alıntılanarak eklendiğini düşünüyoruz. Ancak şu var ki 1924 Anayasasında Cumhurbaşkanının Başbakanı atamasının ardından Başbakanın Bakanlar Kurulu listesini Meclise sunup güvenoyu alması gerekiyor. Burada ise güvenoyu hükmü açıkça bulunmuyor ve Yürütme Meclisi Başkanının yani Başbakanın atanması doğrudan Devlet Başkanının iradesine bırakıldığı sonucu çıkabiliyor. Ama uygulamada Yürütme Meclisi Başkanının Meclisten güvenoyu almış olduğu ve göreve öyle başladığı gözlemleniyor. Bu hükmün olası başka yorumlara neden olmaması amacıyla daha çok ayrıntı ile genişletilmesi yararlı olabilirdi. Bunun dışında burada Devlet Başkanının Başbakanı atamasına ilişkin yetkisi isteğe bağlı bir yetki olarak gözükse de Devlet Başkanı, atadığı Başbakanın hükümeti kurabilmesi yani güvenoyu alabilmesi için Meclis çoğunluğuna uygun bir şekilde atamak durumundadır. Bu konuda Cumhurbaşkanı bir hükümet sorunu yaratmamalı, siyasi sistemde bir tıkanıklık yaratmamalıdır. Devlet Başkanının hükümet kurulmasını olası yollarla tıkamasını önlemek adına Başbakanın Meclis çoğunluğunun isteyeceği biri olarak atanmasına ilişkin düzenlemelerin getirilmesi bizce daha yararlı ve konunun açıklığa kavuşması açısından belirleyici olacaktır.

Madde 18

Madde 18 – İcra kuvvetlerinin teşekkül suretleri ve vazife ve mesuliyetleri ayrıca bir kanunla tespit olunur.

Çevirimiz: Yürütme güçlerinin oluşma biçimleri ve görev ve sorumlulukları ayrıca bir yasayla saptanır.

Yürütme güçlerinden söz edilirken burada bakanlıklar, emniyet, jandarma, ordu, kamu kurum ve kuruluşları ve buna benzer her türlü yapıdan söz edildiğini anlıyoruz. Bunların yasayla belirlenmesi olağan bir yöntemdir ancak bazı ülkeler bu konularda Anayasalarında bazı ayrıntılara yer vermeyi tercih etmektedir. Yürütme gücünün genel yetki ve sorumluluklarının ise Anayasada sayılması, yürütme gücünün ileriki bir zamanda yasama gücüne karşı üstünlük kurmasını engelleyebilecek etmenlerdendir.

Fasıl 4 – Adli Kuvvet (Adli Güç)

Yargı gücü olarak adlandırdığımız güç aslında ”yargılama” gücüdür. Yasama, yürütme, yargılama adlı üç ayrı eylem söz konusudur ama sanıyoruz ki dilde söyleniş kolaylığı açısından bu ifade ”yargı” olarak kalmış ve böyle kullanılagelmiştir. Bu güç için eskiden ”kuvvei adliye” denirdi. Adliye, hukuk ve adalet işlerine bakmakla görevli devlet örgütü olarak tanımlanmaktadır. Yargılama işlemi de aslında yürütme işleminin bir parçası olarak düşünülebilse de yapılan işin başkalığından ötürü ayrı bir güç olarak değerlendirilmektedir. Modern devlet düzenleri kuvvetlerin varlığı teorisi üzerine kurulu olduğundan yasama, yürütme ve yargı güçlerinin adlarının ayrı ayrı olarak belirtilerek anayasalarda yazması yolu izleniyor.

Madde 19

Madde 19 – Adli kuvvet, kanunen müteşekkil mahkemeler tarafından Hatay halkı namına icra olunur. Azası Hatay Devlet Reisi tarafından mansub bir yüksek mahkeme bulunur. Bu aza, muayyen ahval ve suretle ancak Hatay Devlet Reisi tarafından yüksek mahkemenin diğer hakimlerinin reyi alındıktan sonra arz olunabilir.

Çevirimiz: Adli güç, yasal olarak kurulmuş mahkemeler tarafından Hatay halkı adına yürütülür. Üyeleri Hatay Devlet Başkanı tarafından seçilmiş bir Yüksek Mahkeme bulunur. Bu üyeler, belirli durumlar ve biçimle ancak Hatay Devlet Başkanı tarafından Yüksek Mahkemenin diğer hakimlerinin görüşü alındıktan sonra sunulabilir.

Yargılama gücünün mahkemelerce kullanılacağı belirtilmiştir ve burada kullanma gücü halka aittir ancak mahkemeler onun adına kullanır. Bu yapı dışında bir Yüksek Mahkemenin bulunması o dönem için önemli bir gelişmedir çünkü Anayasa Mahkemesi veya Yüksek Mahkeme olgusu dünyanın genelinde oturmamış ve benimsenmemiştir. Yüksek Mahkemenin üyelerinin Devlet Başkanınca seçilmesi ABD’de uygulanan yöntemdir ancak burada o sisteme göre bir başkalık var ki orada Yüksek Mahkemeye atanan üyeler Başkanın onayından sonra Senatonun yani yasama organının üst kanadının onayını alarak bu göreve başlayabiliyorlar. Burada sistemin tek meclisli yapıdan oluşmasına karşın üyelerin Devlet Başkanı tarafından seçilmesinin ardından Meclisin onayının istenmesi yararlı olurdu. Üyelerin seçimlerinde Yüksek Mahkeme üyelerinin görüşlerinin önemsenmesi ve bu görüşlere uyulması son derece önemlidir. Bu yöntem yargıda sürekli olarak kalacak bir organ oluşturabilir ve bunun uzun vadede zararları devlet yönetimine yargının yoğun etkisi ile olumsuz olabilir ancak kuruma yeni üye alınırken kurumun görüşünün alınması ve buna bağlı kalınması kurumun kendi alanında gelişme gösterebilmesi açısından yararlı olacaktır ama demokratik seçim yöntemi de asla bırakılmamalıdır.

Madde 20

Madde 20 – Yüksek mahkeme Hatay’ın bütün mahkemelerinin kararlarına karşı yeniden tetkik hak ve salahiyetleriyle kanunun kendisine tefviz eylediği diğer vazifeleri de ifa eder. İcra meclisi yüksek mahkeme ile diğer mahkemelerin karar ve ilamlarını infaz ettirmekle mükelleftir. Adli kuvvetin kararları başka hiçbir kuvvet tarafından tetkik veya tadil olunamaz.

Çevirimiz: Yüksek Mahkeme Hatay’ın bütün mahkemelerinin kararlarına karşı yeniden inceleme hak ve yetkileriyle yasanın kendisine verdiği diğer görevleri de yerine getirir. Yürütme Meclisi Yüksek Mahkeme ile diğer mahkemelerin karar ve ilamlarını yerine getirmekle yükümlüdür. Adli gücün kararları başka hiçbir güç tarafından incelenemez ve değiştirilemez.

Bu maddede kurulan Yüksek Mahkemenin yetkileri sıralanmıştır. Burada Mahkemenin asıl yetkisinin mahkemelerin kararlarına karşı yeniden incelemeye ilişkin olduğunu ve yasanın kendisine verdiği yan yetkilere sahip olduğunu görüyoruz. Yüksek Mahkeme burada Anayasaya aykırılıkları değerlendirecek ve kararları her kurumu bağlayacak bir Anayasa Mahkemesi şeklinde değil, bütün mahkemelerin üstünde bir temyiz mercii olarak tasarlanmıştır. Anayasa Mahkemesi yalnızca mahkeme kararlarına ilişkin yetkilere sahiptir. Yüksek Mahkeme ve diğer mahkemelerin kararlarını uygulamanın Yürütme Meclisine verilmesi bizce doğru bir iştir, olağan Anayasalarda bu hüküm fazlaca yer almaz ancak yargı organının güçlendirilmesi ve sözünün dinlenebilir duruma getirilmesi için bu, düşünülebilir bir yöntemdir. Yargı gücünün kararlarının başka güçlerle değiştirilemeyeceği hükmü yargı için oldukça önemli bir güvencedir. Burada hiçbir güç tanımında vurgulanmak istenen tabi ki Meclis, Devlet Başkanlığı ve Hükümet başta olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşlarıdır. Bu güvence de bizce hukuk devleti ilkesini oldukça güçlendirecektir.

Madde 21

Madde 21 – Yüksek mahkeme ile diğer mahkemeler kanunlarının anayasaya uygun olup olmadığının tedkikine salahiyetli değildir.

Çevirimiz: Yüksek Mahkeme ile diğer mahkemeler yasaların Anayasaya uygun olup olmadığını incelemeye yetkili değildir.

Kurulan Yüksek Mahkemenin günümüzde birçok çağdaş devlette var olan Anayasa Mahkemesi olarak kurulmasını önlemek adına Yüksek Mahkemenin ve de diğer mahkemelerin yasaların Anayasaya uygunluğunu denetlenmesine engel olunmuştur. Dönemin anlayışına göre yasama gücü doğrudan halka ait olduğundan yasaların Anayasaya uygunluğunun denetiminin yargı organınca yapılması, yargı organının yasama organına karışması olarak algılanıyordu ve 1920’de TBMM’nin kurulmasıyla birlikte bölgede yükselen ulusal egemenlik ve Meclisin halk adına çıkardığı yasaların halkın adına yasa çıkan Meclis tarafından değiştirilebileceği, kaldırılabileceği ve koyulabileceği esası yaygınlaşmıştı. Bu yüzden de yasaların Anayasaya uygunluğunu 1924 Anayasasına göre TBMM denetliyordu ve bu konuda yargının yetkisi yoktu. Hatay Anayasası da 1924 Anayasasından oldukça esinlendiğinden ve o dönemde modern anlamda yasaların Anayasaya uygunluğunu denetleme görevi yargıda bulunmadığından bu görev yasama organında bulundu. Bu hükümle de ulusal egemenlik olarak tanımladığımız ilkenin korunması yönünde bir adım atılmış oldu. Ancak modern ülkelerin çoğunda artık Anayasaya uygunluk Anayasa Mahkemesi veya ona denk bir yüksek mahkeme tarafından denetleniyor ve yargı organının görev alanında sayılıyor.

Fasıl 5 – Müteferrik hükümler (Dağınık Hükümler)

Anayasanın son hükümlerindeki başkalıklardan dolayı bazen bu hükümler için ortak bir ad bulunamadığından yani hükümlerin ortak özellikleri bulunmadığından bu tarz değişik başlıklarda toplanabiliyorlar. Bunu fazla olağandışı karşılamamak gerek.

Madde 22

Madde 22 – Hatay vatandaşlarının ecnebi memleketlere seyahati için bir Hatay pasaportu ihdas olunacaktır.

Çevirimiz: Hatay yurttaşlarının yabancı ülkelere yolculuğu için bir Hatay pasaportu oluşturulacaktır.

Devletin geçiciliğini göz önüne alırsak bu tarz geçici hükümlerin koyulmasını anlamlı karşılayabiliriz ancak bu ifade yasayla karşılanabilecek bir niteliğe sahip olduğundan hatta Hükümet kararıyla bile yürürlüğe girebilecek bir durumda olduğundan Anayasada belirtilmesi pek doğru değildir.

Madde 23

Madde 23 – Hatay’ın nizam ve asayişinin muhafazasını temin için 1.500 kişiyi tecavüz etmeyecek polis ve jandarma kuvvetleri teşkil olunacaktır.

Çevirimiz: Hatay’ın düzen ve güvenliğinin korunmasını sağlamak için 1500 kişiyi geçmeyecek polis ve jandarma güçleri oluşturulacaktır.

O dönemki nüfusa bakarsak bu sayı olağan gelebilir ancak devletin büyümesi durumlarında bu tarz hükümler daha başka şekillerde ifade edilebilir. Ancak devletin geçiciliği göz önüne alınırsa buna pek de gerek kalmadığını görebiliriz.

Madde 24

Madde 24 – Bu kanun neşri tarihinden muteberdir.

Çevirimiz: Bu yasa yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Bu madde klasik bir yürürlük maddesidir. Burada asli kurucu iktidar Anayasayı kurucu meclis yoluyla yapmış ve bir halkoylamasına gitmemiştir. O dönemin koşulları düşünüldüğünde de zaten kurucu halkoylamasına olanak verecek bir ortamın olmadığını görürüz.

Madde 25

Madde 25 – Bu kanun hükümlerini icra meclisi yerine getirir.

Çevirimiz: Bu yasa hükümlerini Yürütme Meclisi yürütür.

Olağan durumlarda anayasalarda anayasayı yürütme organının yürüteceği yazmaz çünkü Anayasa yürütme organının yürüteceği olağan bir yasa yerine ona yetkilerini, varlığını veren ve onun dışındaki bütün diğer temel devlet teşkilatını belirleyen biricik yasadır.

Sonsöz

Hatay Anayasasını iyisiyle kötüsüyle elimizden geldiğince değerlendirmeye çabaladık. Değerlendirmelerimize ilişkin görüşlerinizi veya eksik bulduğunuz konuları iletişim adreslerimizden bize belirterek düzeltmemizi veya görüşlerimizi geliştirmemizi sağlayabilirsiniz.

Anayasa metnini https://hukukbook.com/hatay-cumhuriyeti-anayasasi/ adresinden sağladık. Ortalıkta fazla bulunmayan bu metni paylaşan değerli siteye teşekkür ederiz.

Çeviri tarafımıza aittir, yanlışlarımız varsa affedin. Çeviri yaparken kullanılan eski sözcüklerin günümüz anlamlarını https://sozluk.tdk.gov.tr/ adresinden sağladık. Çevrimiçi sözlük hizmetlerinden ötürü Türk Dil Kurumuna teşekkür ederiz.

Hatay Devleti hakkında bilgilere https://tr.wikipedia.org/wiki/Hatay_Devleti adresinden, Hükümetin güvenoyu alıp almaması konusundaki bilgiye ise https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/521287 adresinden ulaştık. Yayınlar için teşekkür ederiz.

Bu Anayasanın yazarı değerli Anayasa Hukukçusu Ali Fuat Başgil’i saygıyla anıyoruz ve ortaya çıkardığı bu güzel hukuk metnini kısa süre içinde elimizden geldiğince değerlendirmeye çalışmamızın gururunu yaşıyoruz.

Hatay’ı düşman işgalinden kurtaran ve önce bağımsız bir devlet yapıp ardından da anavatana bağlayan Atatürk’ü saygı ve özlemle anıyoruz.